İklim değişikliğinin gezegenin en büyük krizi olduğunu bilenler ve bu konuda acilen olumlu adımlar atılması gerektiğini düşünenler İstanbul'da bir araya geldi ve "İklim İçin Ben de Varım" kampanyasını başlatarak herkesi harekete geçmeye çağırdı.
İşçiler, öğrenciler, kadınlar, LGBTİ bireyler, çeşitli yerel ekoloji direnişlerinden temsilciler, çiftçiler, hekimler, öğretmenler, sanatçılar ve toplumun birçok kesiminden insanlar, kampanyaya neden destek verdiklerini anlattılar.
Toplantının açılış konuşmasını Açık Radyo kurucularından Ömer Madra yaparken, kampanyanın manifestosunu tiyatro sanatçısı Eraslan Sağlam okudu.
İklim değişikliğinin korkutucu etkilerine hemen her gün tanıklık ediyoruz ve geri dönüşü olmayan bir yola girmeden harekete geçmemiz gerekiyor. Eylül 2014'te olağanüstü toplanan BM'in Aralık 2015'te Paris yapacağı zirveden bir anlaşma çıkması bekleniyor. Bizler de, küresel iklim değişikliği karşısında olumlu adım atmayan hiçbir anlaşmayı kabul etmeyeceğimizi göstermek için sokaklarda olmaya devam edecek ve sesimizi daha da yükselteceğiz: "İklim için ben de varım"
Ömer Madra'nın açılış konuşmasının tam metni:
“Büyük Dönüşüm” Başladı Bile!…
Merhaba Herkes!
Günümüzün önde gelen entelektüellerinden nörolog ve yazar Oliver Sacks, geçenlerde New York Times gazetesinde varoluş, yokoluş ve yeryüzü üzerine “Kendi Hayatım” başlığıyla yazdığı derinlikli felsefî yazıyı şu cümleyle bitiriyordu:
“Herşeyden önce ben bu güzelim gezegende duyarlı bir varlık, düşünen bir hayvan olarak varoldum ve bu durum, kendi başına muazzam bir ayrıcalık ve macera zaten.” (New York Times, 19 Şubat 2015)
Ülkede, bölgede ve dünyadaki sayısız şiddet, çatışma, savaş, iç savaş, terör, “infaz”, intikam, vahşet, misilleme, hunhar kadın cinayetleri, çözümü ufukta görünmeyen “çözüm” görüşmeleri, özgürlüklerle temel hakları yok edecek “güvenlik” yasa tasarıları var.
Ama bütün bu hengâmeden fırsat bulup etrafa bakabilmeyi başarırsak, sözkonusu ayrıcalığın hemen farkına varabiliriz aslında: Yılların aktivisti Joanna Macy, kendini örgütleyebilen bu harika gezegenin onu algılayabilecek duyularla, onu içine çekecek ciğerlerle, ondan beslenecek organlarla donatılmış insanlar olarak bize verilmiş müthiş bir armağan olduğunu söyleyerek Sacks’i doğruluyor. (http://newstoryhub.com/2015/02/…)
Geçen Eylül ayında başta New York’taki 400 bin kişilik kalabalık olmak üzere dünyada gerçekleştirilen insanlık tarihinin en büyük iklim yürüyüşünden 1 gün önce konuşan 14 yaşındaki kıdemli(!) aktivist rapçi yerli Xiuhtezcatl Martinez, armağan metaforunu ilerletiyor ve biz dinleyenleri yere çarpan konuşmasında önümüzdeki büyük fırsatı şöyle anlatıyordu:
“İklim değişikliğinden en çok etkilenecek olan benim kuşağım ve benden sonra gelecek olanların kuşağı. Büyükler gezegende bir parti verdiler, şimdi de biz çocuklara ‘ortalığı silip süpürmek size kaldı’ dediler… Ama bu, insanı duraklatacak bir şey değil. Aksine, tam bir fırsat aslında: Şu çağda doğmuş olmaktan daha büyük nimet olur mu? Çünkü bu kuşağın, bu salondakilerin, yandaki komşuların … hepimizin önünde tarihi yeniden yazmak, tüm toplumun temel inanışlarını değiştirmek için önemli bir fırsat var. (Bkz: http://indiancountrytodaymedianetwork.com/2014/09/20/)
Xiuhtezcatl (Şutezkat diye okunuyor), gibi pek çok genç öncü var dünyada. Bu insanlar herşeyin birbiriyle bağlantılı olduğu yeryüzünde kendi toplumlarıyla ve dünyayla bir taahhüt paylaşıyorlar. Gençlerin, yeryüzünde pozitif değişim yaratmak için insanları bir araya getirecek gücü olduğunu biliyorlar çünkü. Büyük çevre aktivisti David Suzuki’nin söylediği gibi,
“İnsanlar bir araya geldiği zaman da ortaya birdenbire sihir çıkar!… Gençlerin çoğu henüz oy kullanacak yaşta değiller ama, bugün alınacak kararların doğuracağı pislik yığınlarını temizleyecek olan da onlar. Dolayısıyla, onların kuşağına bırakmak istediğimiz dünyaya ilişkin kararlar üzerinde dikkatle düşünme zamanı.” (http://www.commondreams.org/views/2015/02/19/)
Sorumluluklar, torunlar, kararlar. Olabilecek en önemli dönüm noktası artık: Önde gelen düşünür ve aktivist Noam Chomsky de durumun vahametini şöyle vurguluyor:
“İşin şakası yok! İnsan türünün tarihinde ilk kez, torunlarımızın haysiyetli bir hayat sürdürüp sürdüremeyeceği konusunda belirleyici kararları bizzat almak zorundayız. Bu, daha önce hiç olmadı. Daha şimdiden, dünyadaki canlı türlerini olağanüstü boyutta yokeden kararları aldık bile.”(Chomsky, “The World of our Grandchildren,” https://www.jacobinmag.com/2015/02/noam-chomsky-interview-jacobin/)
İnsanlık macerasında belirleyici bir noktadayız. Tarihteki en büyük değişim hareketinin bir parçası olarak bizler, Türkiye’de de görülmüş en büyük iklim eylemlerini oluşturmak, herşeyi değiştirmek için harekete geçtik.
Bütün dünyada ortalığı kasıp kavurmaya başlayan bu müthiş “Adı Olmayan Hareket”in ön safında yer almak istedik. İlk aşamada, kadim Yunan demokrasisinden esinlenerek “Yüzler Meclisi” oluşturmak üzere imza topladık. Toplum içinden de ilk ağızda 20 kesim belirledik ve her birinden 100’er imza toplamaya giriştik. 1.500’ü aşkın imza var elimizde – kapı gibi!
İşte, şimdi ve buradayız: “İklim İçin Sahneye Çıkıyoruz!”
Unutmadan: Bu daha başlangıç! Herşeyi değiştirmek için herkese ihtiyacımız var!
Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlarım
Ömer Madra
28 Şubat 2015