Küresel Eylem Grubu

İKLİMİ DEĞİL, SİSTEMİ DEĞİŞTİR!

Ne istiyoruz?

Enerjimiz temiz olsun lütfen

Mehmet Demir'in 1967 yılında çektiği "Serseriler Kralı" filminden akılda kalan en etkili cümle, Sadri Alışık'ın hakime sorduğu sorudur. "Bu da mı gol değil be?"

Fotoğrafta gördüğünüz köyün adı Tarlaağzı. Bartın'ın turistik mi turistik ilçesi Amasra'ya 7 km uzaklıkta bulunuyor. Hattat Holding 1999 yılından beri kömürle çalışan termik santrali Tarlaağzı köyünün sahiline kurmak istiyor.

Devamını oku: Enerjimiz temiz olsun lütfen

Eylemci

Genç insanlara sözüm: Haklarınız için ayağa kalkın – hükümetin dürüst olmasını ve politikalarının sonuçlarıyla ilgilenmesini talep edin. Yaşlı insanlara ise: Belimizi doğrultup gençlerin yanında miras alacakları dünyanın korunması için mücadele edelim.

“Nasıl eylemci oldunuz?” soruya şaşırmıştım. Kendimi hiç eylemci olarak değerlendirmemiştim. Neticede, ABD’nin Orta Batı’sından ağır ve az konuşan bir bilim insanıyım. Akrabalarımın çoğu hayli muhafazakar sayılır. Memlekettekilerin “eylemci”lere karşı tavırlarını düşünebiliyorum.

Devamını oku: Eylemci

İklim adaletsizliğine direniş

Kapitalizmin yarattığı ekonomik ve ekolojik yıkımların gölgesinde, yerelden küresele, bir yok oluşa doğru ilerliyoruz. Sayısı iki bine varan HES projeleri, elliye yakın yeni termik santral projesi, nükleer santral projeleri, GDO'lu ürünler, endüstriyel tarım şirketleri, altın madenleri, yok olan türler, eriyen buzulların altında petrol bulmak umuduyla savaşın eşiğine gelen ülkelerin yarattığı ruh hali... Yaşamın devamlılığını hiçe sayarak kısır tohumlar üretebilecek kadar gözü dönmüş şirketlerin iktidarı altındaki dünyada tüm yaşamın tehdit altında olma hali!

Devamını oku: İklim adaletsizliğine direniş

Büyüme ve Karbon Salımı

Avrupa, krize girmek üzere. Ekonomik krizi borç krizi karşısında yaşanan çözümsüzlükle birlikte değerlendirirsek, belki de krizin göbeğinde, şu anda. Rakamlar çıkmadan tam olarak anlayamadığımız krizlerimiz, rakamlar kadar fiktif ve nominal. Sonuçları ise gerçek insanlar için acımasız. İşin en garip tarafı da aslında krizden çıkmak için alınan, bu borçların geri ödenebilmesi için uygulanmak zorunda kalınan önlemler, bu önlemler uygulanmasa bile oluşacak talep daralması nedeniyle ekonomilerin gireceği krizlerin hatta küresel ekonomik krizin de habercisi.

Devamını oku: Büyüme ve Karbon Salımı

Umut her zaman vardır

İnsan yapısı iklim değişikliğinin gençler ve henüz doğmamış nesiller üzerindeki büyük tehdidine karşı ve fosil yakıt salımlarının kısıtlanması için Türkiye'de de epey zamandır bir "uzun yürüyüş" yapılıyor. Hasbelkader, bu yürüyüşün neredeyse ilk günlerinden beri gururla içinde bulunmuş bir kişi olarak, karışık duygularla hatırladığım bir yığın "olay" var.Ama bunların en ilginçlerinden biri, yıllar önce küresel ısınmaya karşı yılın kesinlikle en soğuk –hatta yegâne kar yağan!– gününde gerçekleştirdiğimiz yürüyüş ve miting olmalı şüphesiz. Buz gibi havada, elimde küçük kırmızı yangın söndürme cihazı ile alana girerken, üstümüzü başımızı aramakla görevli genç polislerden biri, bıyık altından gülümsemesini zorlukla zaptederek, "bununla mı durduracaksınız?" diye sorduğunda, "E valla, deneyeceğiz," gibilerden bir cevap yetiştirmeye çalışmıştım kendisine, olanca ciddiyetimle ve elbette umudumu bütünüyle koruyarak: "Belli mi olur? Bakarsınız durdurmuşuz."

Devamını oku: Umut her zaman vardır

3. köprü “çılgınlık değil”, cinayet!

AKP Hükümeti'nin "çılgın" projelerinden biri olan İstanbul Boğazına 3. köprü kurma girişimi, açılan ihaleye hiçbir şirketin teklif vermemesi üzerine iptal oldu. İhalenin ardından hükümet yetkilileri 3. köprüyü kurma konusunda ne kadar kararlı ve istekli olduklarını ifade eden açıklamalarda bulundular: "Gerekirse kamu kaynaklarıyla köprüyü yapacağız." dediler.

Devamını oku: 3. köprü “çılgınlık değil”, cinayet!

Ne İstiyoruz

Kyoto’ya taraf olan Hükümetten istediklerimiz.

- Kömürlü termik santralların yapımını durdurun. Var olanları hemen, acilen kapatın.

- Nükleer santral kurma sevdanızdan vazgeçin

- Rüzgar ve güneş gibi temiz enerji kaynaklarını kullanın

- Şirketleri değil gezegeni kurtarmak için para harcayın

- Otomobil kullanımını sınırlandırın, toplu taşımacılığa yatırım yapın

- Binaların yatılım sistemleri için yasal zorunluluk getirin, yalıtım sistemleri için para harcayın

Kopenhag'dan

"Eger gezegeni kurtarmazsak kaybedecek hic bir seyimiz kalmayacak, bunun için yani ‘herşey’ için mücadele ediyoruz " Gökşen Şahin 

Kopenhag zirvesinden tayin edici bir sonuç ve yasal olarak bağlayıcı bir anlaşma çıkmayacağını daha zirve başlamadan önce bir çoğumumuz tahmin ediyorduk . Ama yine de hepimiz bu zirvenin değiştirici ve dönüştürücü olacağını söylüyorduk. Bu zirve alınan kararlar ve ortaya çıkan anlaşma ile değil, iklim hareketinin gücü ve büyüklüğü ile değiştirici olacak diye düşünüyorduk ve 12 Aralıkta iklim hareketinin cidden nasıl bir güç olduğunu gördük.

12 Aralık günü sabah 10’da başladı eylemler, « Halkların Forumu » Klimaforum’dan başlayan ve Friends of Earth’un organize ettiği ‘insan tufanı’ adını verdiği yürüyüş Parlamento Binasının önünde yani büyük eylemin başlayacağı yerde sonlandı. Yaklaşık 13 kilometre süren büyük yürüyüşün başlama saatine daha bir kaç saat olmasına rağmen onbinlerce insan zaten alandaydı ve bu kalabalık dakikalar geçtikce artıyordu. Eylem saatine yaklaştıkça alanda degil yürümek, kıpırdamak bile zorlaşmıştı. Dünyanın her tarafından gelen ve iklim adaleti isteyen aktivistler ellerinde « Gezegen B yok » ; « Doğa pazarlık etmez » ; « iklimi değil, siyaseti değiştirin » yazılı dövizleri taşıyorlar ve tek bir şey istiyorlardı « gerçek bir anlaşma ». Alanda toplanan aktivistler ise rengarenkti. Yüzüne gezegeni kurtarın yazarak dünya haritası çizenlerden, kutup ayısı kostümü giyerek «  iklim değişikliği beni öldürüyor» diye gazetecilere açıklama yapanlara kadar dünyanın hemen hemen her ülkesinden insanlar Kopenhag’dan bir sonuç çıkmasını istiyorlardı. Çünkü The Guardian gazetesinin köşe yazarı George Monbiot’nun da dediği gibi «  bu konu sadece hükümetlere bırakılacak kadar basit ve ucuz değil » .

Devamını oku: Kopenhag'dan

JA Travel

Kolektif olarak hareket edersek hükümetleri küresel ısınmayı durduracak tedbirleri almaya zorlayabiliriz ya da almayanların yerine alacak olanları getirebiliriz. Şimdi daha çok çalışma, daha çok sokakta olma, daha çok aktivizm zamanı.