Karadeniz’den hepimizi yaralayan kötü haber geldi. Sel ve heyelan nedeniyle 8 kişinin öldüğü, kayıpların olduğu söyleniyor. Yollar kapalı heyelan bölgelerine ulaşılamıyor, sular akmıyor, elektrikler kesik. Maddi kaybın büyüklüğü birkaç güne hesaplanır. Giden canlar ise geri gelmeyecek, hepimizin başı sağ olsun, tüm Hopa, Borçka, Arhavi halkı ile dayanışma içinde olacağız.
Son elli yılın en şiddetli yağışı deniliyor… Borçka'da metrekareye 161, Arhavi'de 128, Hopa’da 255 kilogram yağmur, sel olup aktı önüne ne geldiyse sürükledi, yıkıp geçti. Tehlike henüz geçmiş değil. Özellikle Rize'de çok kuvvetli yağış olabileceği uyarısı yapılıyor. Çok etkili türbülans ve yağışların, helikopterlerin kalkışını ve hareketlerini bile engelleyebileceği söyleniyor. Ve yetkililer meydana gelebilecek sel, su baskını, yıldırım, heyelan ve ulaşımdaki aksamalara karşı vatandaşların tedbirli olmasını istiyor.
Nasıl tedbirli olalım, ne yapalım?
Saatte kilometrelerce hıza ulaşan fırtınalar, mevsim normallerinin üstündeki sıcaklıklar, uzayan kuraklıklar ve seller karşısında yetkililer nasıl bir tedbir almamızı bekliyor? Uç hava olayları arasında savrulurken nasıl bir tedbir almamız bekleniyor? Hopa’da göçen evdeki insanlar, evlerinin yıkılmaması, hayatta kalmak için ne yapmalılardı? Doğaüstü güçlerimiz yok, kahraman değiliz. Ne yıkılan duvarlara engel olacak, ne suyun yönünü değiştirecek ne de suyun, toprağın önünde sürüklenen bedenlerimizi kurtaracak güçlü kollarımız var. Biz sıradan ölümlüler olarak kendilerine soruyoruz yetkililer bizlerden ne yapmamızı bekliyor?
Ölümlerden, doğanın katledilmesinden sorumlusunuz
İklim değişikliğinin yağış rejimlerini değiştireceğini, özellikle Türkiye’nin bundan etkileneceğini yıllardan beri söylüyoruz. Bu bilimsel gerçekliğe aldırmadan kömür, petrol, doğalgaz kullanımına hız kesmeden devam ediyor, iklim değişikliğini şiddetlendiriyorsunuz.
Karadeniz’in coğrafi, doğal özelliklerini dikkate almadan yaptığınız yollar, imara açtığınız dere yatakları, her bir derenin üstüne kurduğunuz HES’lerle suyun yatağını daraltıyor, değiştiriyor ve akışını engelleyerek, sellerin şiddetini arttırıyorsunuz.
İnsan ve doğanın çıkarlarını şirketlerin çıkarları karşısında canları pahasına savunan vatandaşlara karşı her türlü şiddet ve yıldırma politikası uyguluyor, “vatan hainliği” ile itham ediyorsunuz.
Hopa’da, Borçka’da Arhavi’deki sel doğal afet değil. “Hiç beklemiyorduk, öngöremedik, böylesi ancak yüz yılda bir olur, seller de doğanın fıtratında” var gibi açıklamalarla geçiştirilecek bir olay değil. Yaşanan sel felaketi iklim değişikliğinin doğrudan sonucudur. İklim değişikliğine de yol açan bizzat yere göre sığdıramadığınız; enerji, ulaşım ve kent politikalarınızdır.
Bugün sel felaketinde ölen, evinden barkından olan insanların, tahrip olan doğanın tüm sorumluluğu 13 yıldır ülkeyi yöneten AKP hükümetinde, kapitalizmin, neo-liberal politikaların yılmaz savunucularına aittir.
Yetkililerden, hükümetten gözyaşı değil bu felaketlerin önüne geçmek için adım atmalarını talep ediyoruz. İklim değişikliğini durdurmak için derhal kömürlü termik santralların yapımından vazgeçin. Hâlihazırda işletilen kömür madenleri ve termik santrallerde çalışanları başka yerlerde istihdam ederek kapatın! Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına geçin, enerji verimliliği ve tasarrufunu artıcı adımları vakit kaybetmeden hemen hayata geçirin. Toplu taşımacılığa yatırım yapın, mega projelerden, nükleer santral kurmaktan ve her derenin üzerine hidro elektrik santrallar kurup doğayı yok etmekten, ormanları yakmaktan vazgeçin. Vazgeçin ki yeni Hopaların önüne geçilebilsin.
Küresel Eylem Grubu
25.08.2015