Su Hakkı Kampanyası tarafından yayınlanan ‘İstanbul’un su krizi ve kolektif çözüm önerileri’ başlıklı raporda, 3’üncü köprü, 3’üncü havalimanı ve Kanal İstanbul gibi projelerin kentin iklimini değiştireceği, baraj ve yeraltı sularını kullanılamaz hale getireceği vurgulandı.
Milliyet gazetesinden Mert İnan’ın haberine göre Dr. Akgün İlhan, Dursun Yıldız, Fatma Zişan Tokaç, Prof. Dr. Mehmet Levent Kurnaz, Prof. Dr. Murat Türkeş imzalı raporda İstanbul’un su krizine ilişkin şu tespitler yer aldı:
Su yönetimi sürdürülebilir değil
“31 Temmuz 2014 tarihinde İstanbul’un tüm barajlarında toplam 164,5 milyon metreküp su hacmi kalmış, Sakarya Nehri’nden ek su aktarımı yapılmıştır. İstanbul’a başka havzalardan sürekli su taşınmasına yönelik bir su yönetimi sürdürülebilir olmayacaktır.”
Sıcaklık artışı üç dereceyi bulacak
“2020-2050 döneminde İstanbul’un su varlıklarının önemli kısmını kapsayan alanda yıllık en yüksek sıcaklıkların yaklaşık 2,6 derece artması beklenmektedir. Sıcaklık artışının yaz aylarında İstanbul ve çevresinde 3 derece civarında olması öngörülüyor.”
Proje alanları kentsel ısı adasına dönüşecek
“3’üncü köprü, 3’üncü havalimanı ve Kanal İstanbul arazi kullanımı, nemlilik, sıcaklık, gaz ve enerji akışı ile albedo özelliklerde değişikliklere neden olacak, yeni ve ek ısı kaynakları yaratacaktır. Bu doğal olmayan değişim iklimler dizisini bozabilecek hatta yok edebilecektir. Projelerin yapıldığı alanlar yüksek olasılıkla birer kentsel ısı adasına dönüşecektir.”
Baraj göllerindeki su kirlenecek, tüm yeraltı su kaynakları da tehdit altında
“3’üncü köprü tamamlandığında Kuzey Marmara Otoyolu ile birlikte toplamda 8 bin 715 hektarlık ormanlık alan yok edilecektir. Çökelme ve trafik nedeniyle egzoz gazları baraj göllerinde toplanan suyun kirlenmesine yol açacaktır. Özellikle Ömerli baraj gölünde oluşacak kirlilik DSİ’nin önemli yatırımlarından biri olan Melen Projesi’ni de olumsuz yönde etkileyecektir.
3’üncü havalimanı işletmesinden kaynaklanacak kurşun bakır ve çinko gibi kirleticiler Terkos Gölü’nü ağır metallerle kirlenmiş bir göl haline getirecektir.
Kanal İstanbul, gerçekleşirse İstanbul’da kullanılan suyun yüzde 6.7’sini karşılayan Sazlıdere Havzası ortadan kalkacaktır. Avrupa Yakası’nda yapılacak dört ayrı yeni kent projesiyle Silivri’den, Bekirli’ye kadar olan tüm yeraltı su kaynakları tehlike altındadır. Kirlenen yeraltı sularının ise temizlenmesi neredeyse imkansızdır.”