Denetimsiz ve güvensiz ulaşım politikasında ısrar eden hükümet bizlerin yaşamına kast etmeye devam ediyor.
Bugün Hacıosman - Yenikapı arasında hizmet veren metro Sanayi Mahallesi yakınlarında kaza yaptı. Kaza Seyrantepe - Sanayii Mahallesi durakları arasında meydana gelen kazada bir yolcu kalçasına demir çubuk saplanması sonucu yaralandı. Kazanın nedeni yaklaşık bir aydır çalışma olan bu bölgede hiç bir güvenlik önleminin alınmamış olması. Yetkililer olası tehlikenin farkında olmasına rağmen hiçbir önlem almaksızın metro seferlerini devam ettirerek bir kez daha insan canını ne kadar önemsediklerini göstermiş oldu.
İnşaat ve enerji alanlarının yanında ulaştırmada da özelleştirme ve taşeronlaştırma politikası izleyen hükümet ve yetkililer hem ulaşım araçlarını kullananların hayatlarını hem de bu alanlarda çalışan işçilerin hayatlarını yok sayıyor. Kazanın olduğu bölgede hâlihazırda işçilerin çalıştığı belirtilmekte. Çalışma olmasına rağmen metro seferlerine ara verilmedi, herhangi bir önlemin alınmadı. Bırakın kaza olması durumunda müdahale için, çalışan işçilerin başına bir şey gelmesi durumunda dahi onlara müdahale edecek hiçbir sağlık personelinin bulunmamasını da kazanın olması ile öğrenmiş olduk. Ambulansın yarım saat sonra olay yerine gelmesi, bu arada yaralanan kişiye müdahale edecek kimsenin bulunmaması; durumun ne kadar vahim olduğunu gözler önüne seriyor.
Daha önce de otobüs yangınlarında aldıkları tutum ve açıklamalar ile kârları maksimize etme anlayışlarının her şeyden önde geldiğini göstermişlerdi. Yazın olumsuz hava koşullarına rağmen seferi iptal edilmeyen deniz otobüsünün denizin ortasında camları patlamış, su almaya başlamış ve şans eseri ölen ya da yaralanan olmamıştı. Yine bu yıl birden bire alev alan, freni tutmayan vb. gibi arızlardan dolayı meydana gelen otobüs kazalarında ise insanlar yanarak öldü ve çok sayıda kişi yaralandı.
Son zamanlarda yaşanan facialar yetkililerin söyledikleri gibi ne tesadüflerden ibaret ne de işlerin fıtratından geliyor. Her geçen gün büyütülen İstanbul şehrinde biz vatandaşların ihtiyaç duyduğu (ulaşım, konut,su, sağlık) her türlü hizmetin özel sektöre ya da özel sektör mantığı ile çalışan kamu kurumlarınca yerine getirilmesinin sonucunu yaşıyoruz. Dünya markası diyerek sağı solu renklendirilen şehrin her alanı alarm verir durumda. Ulaşımdan, konuta ve suya yaşamlarımızı her an ortadan kaldırabilecek tehditlerle yaşamak istemiyoruz. Daha fazla raylı taşımacılık derken aslında dakik, konforlu, yaygın ve ucuz olmasını söylüyorduk. Oysa daha başa dönmek gerekiyormuş. Güvenli ulaşım istiyoruz.
Bir daha böyle kazaların yaşanmaması için, gerekli tedbirlerin alınmasını, sorumluların yargılanmasını ve hesap vermelerini istiyoruz.