Geçtiğimiz hafta Avustralya’da enerji alanında çok önemli gelişmeler yaşandı. Mevcut enerji piyasasını temelden sarsabilecek nitelikteki bu gelişme ülkemizde fazla ses getirmedi. Ancak, konu Türkiye gibi diğer güneş enerjisi zengini ülkeler açısından da çok büyük önem taşıyor.
Geçtiğimiz hafta Avustralya’nın Queensland eyaletinde, normalde MW saat başına $40-$50 civarında seyreden elektrik fiyatları, birkaç gün boyunca gün ortasında eksilere düştü. Çatıya kurulan güneş panellerinin, yani şehirdeki en yeni ve en büyük güç istasyonunun, etkisiyle fiyatlar hafta boyunca da genel olarak düşük seyretti.
Normal şartlarda böyle bir duruma öğle saatlerinde rastlanmaz. Gündüz saatlerinde insanlar uyanıkken, ofis binaları ve fabrikalar faaliyetteyken, enerjiye daha fazla talep olduğundan fiyatlar hep yüksek seyreder. Haliyle bu saatler, fosil yakıtlardan en yüksek kazancın sağlandığı saatlerdir.
Öte yandan, Avustralya’da güneş enerjisi öyle derinlemesine bir etki yarattı, toptan satış fiyatlarını öyle aşağı çekti ki, ülkede geçen sene sadece birkaç adet kömürlü santral kâra geçebildi. Kömürlü santrallerin bu sene de kâr etmesi beklenmiyor. Çatı üstü güneş panelleriyle rekabet etmekte zorlananlar arasında başta kamuya ait santraller geliyor.
Çünkü, büyük kömür madenlerine sahip olan Avustralya’da güneş enerjisi kullanıcıları için asıl maliyet kömür çıkarmaktan değil, dağıtım şebekelerinden kaynaklanıyor. Bu dağıtım şebekelerinin kurulumu ve bakımı vergilerle mümkün oluyor. Ev sahiplerini çatı üstü güneş paneli kurmaya yönlendiren de yine bu vergilerden kaynaklanan maliyetler. Bloomberg Yeni Finans gibi özel ajanslar tarafından yapılan değerlendirmelere göre, merkezi santrallerin enerji dağıtım maliyetleri görece yüksek olduğu için, çatı üstü güneş panellerinin göreceği talep, önümüzdeki altı yılda altıya katlanacak. Avustralya’da konutların çatı üstü güneş panellerine toplam 30 milyar dolar harcaması bekleniyor.
Batı Avustralya elektrik işletmecisi WA Independent’in tahminlerine göre 2023/2024 yıllarında, müstakil ve yarı müstakil konutların %75’i ile ticari işletmelerin %90’ı çatı üstü güneş panellerine sahip olacak.
Peki kömürlü santrallerin piyasadaki kaybını önlemek için kamu ve özel sektör operatörleri ne yapabilir? Açıkçası, hiçbir şey. Çünkü, kömür bedava bile olsa Avustralya enerji piyasası takipçilerinin tahminlerine göre kömürlü santrallerin sadece dağıtım ağı ve perakende satış masrafı bile 19 sent/kW saat civarında. Güneş enerjisi için ise bu rakam şu anda12 sent/kW saat ila 18 sent/kW saat arasında seyrediyor. Dahası, güneş enerjisi fiyatlarının yakında 10 sent/kW saatin altına ineceği öngörülüyor. Dolayısıyla, bu yeni durum veya sık telaffuz edilen şekliyle “enerjinin demokratikleşmesi”, yüzyıldır hüküm süren merkezi dağıtım şebekelerinin karşılaştığı en büyük meydan okuma.
Avustralya’nın Queensland eyaletindeki ağ operatörleri, güneş panellerine yönelik büyük talep kaşısında, kayıtlı müşterilerinin, çatı üstü panellerden kendi ürettikleri fazla elektiriği şebekeye geri satış yapmamaları kaydıyla, istedikleri kadar güç üretmelerine izin vermek zorunda kaldı. Bir sonraki adımda, çatı üstü güneş panellerinden üretilen atıl enerji için depolama imkanları aranır olacak, bu da uzun vadede enerji özerkliği sağlayacak.
Kömürlü santraller için asıl ürkütücü senaryo ise bu denklemin büyük şehirlerde de ekonomik olarak geçerli hale gelmesi. Yatırım bankası UBS, bunun sadece dört yıl içinde, 2018’de, gerçekleşebileceğini öngörüyor. Commonwealth Bilim ve Sanayi Araştırma Örgütü CSIRO’nun Gelecek Raporu ise 2040 yılı itibariyle elektriğin yarıdan fazlasının güneşten üretileceğini ve tüketim aşamasında tüketicilerin kendileri tarafından depolanabileceğini öngörüyor. Rapor, mevcut şebeke dağıtım şirketleri önlem almazlarsa müşterilerinin %40’ını kaybedebileceklerini vurguluyor.
Görünen o ki, enerji demokrasisinde bedava kömür bile değersiz kalacak.
kaynak: theguardian/yesilgazete