Küresel iklim değişikliği sonucu insanları; deniz seviyelerinin yükselmesi, sel ve kuraklık gibi çok sayıda doğal afet bekliyor. Bu afetler en fazla organik tarım yapan üreticiyi etkiliyor. Çünkü kimyasal ilaç kullanılmayan ekolojik tarımda esas olan su ve doğanın döngüsü.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin son raporuna göre, son 60 yılda gözlemlenen ısınmanın çoğuna insanoğlunun yol açtığı yüzde 95 gibi yüksek bir kesinlikle ortaya koyuluyor. Küresel iklim değişikliği Türkiye’de kendisini, kuraklık ve aşırı yağışlarla gösteriyor.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin hazırladığı ‘2013 – 2014 Yılı Tarımsal Üretim Dönemi Kuraklık Risk Tahmin Raporu’ da yaşanan kuraklık, don ve sel nedeniyle ciddi kayıpların söz konusu olduğunu, bir kez daha gözler önüne serdi.
Organik Tarım Yapan Üreticinin Zararı Daha Büyük
Doğal afet olarak adlandırılan bu durum, en fazla organik tarım yapan üreticiyi etkiliyor. Çünkü organik tarımda esas olan, bitkiye istediği ve gereği kadar su vermek. Yetiştiricilik sırasında su sıkıntısı (kuraklık) böcek zararını artırır. Su fazlalığı ve nem de hastalıklara duyarlılığı artırır. Organik tarımda kimyasal içeren ilaç kullanılmadığından, böcek ve zararlılarla mücadele insan gücüne dayanır, manueldir ve pahalıdır.
Ege Bölgesi’nde, Kuşadası / Davutlar’da organik tarım yapan Gürsel Tonbul, kışın ve erken ilkbahar yağması gereken yağmurların yağmaması, buna karşılık geç ilkbahar ve özellikle Haziran’da yağan yağmurların fayda getirmediği gibi, kuraklığın üzerine yeni sorunlar eklediğini; ekinlerde ve hayvanlar için ekilen kaba yemde çok ciddi rekolte ve kalite kaybına yol açtığını söylüyor.
Ege Bölgesi’nin vazgeçilmezi zeytin ve üzümde de durum hiç farklı değil. Zeytin ağaçlarının ve bağların tane tutum zamanı yağan – alışılmadık şiddette ve zamansız – yağmurların oluşturduğu fiziki zarara ek olarak, sıcak ve nemli hava mantari hastalıklara yol açmış. Kimyasal kullanmadıkları için mantar ve böcekle mücadelede çok zorlandıklarını belirten Tonbul, aynı şeyin özellikle domates gibi tarla sebzelerinde ve meyve bahçeleri ile narenciyede de yaşandığını vurguluyor. Tonbul, normal koşullarda Ağustos ayında sıkıntı yaratan Akdeniz meyve sineği için şimdiden alarm halinde olduklarına dikkat çekiyor. Sıkıntının ve mücadelenin henüz yeni başladığını belirten Tonbul, iklim değişikliğinin ürüne etkisinin daha da korkutucu olmasından endişeli.
Bursa Karacabey’den Şaban Burhan da aşırı yağışlardan dertli. Son bir ayda çileğin yüzde 80’i, kirazın % 90’ı kullanılamaz hale gelmiş. Nisan yağmurları Mayıs – Haziran döneminde ‘aşırı’ yağdığı için zeytinde de ürün kayıplarının yüzde 50’nin üzerinde olduğunu söyleyen Burhan, hayvan yemi, buğday ve arpanın da aşırı yağışlar nedeniyle fazla büyüdüğü ve ‘yattığına’ dikkat çekiyor.
İstanbul’un Çatalca İlçesi’ne bağlı Binkılıç Köyü’nde organik sebze ve yeşillik üreten Nazan Kurtan ise zamansız ve aşırı yağışlardan şikâyetçi. Fazla yağış nedeniyle sebze ve yeşilliklerin yapraklarında sararma; özellikle fasulye çeşitlerinde de mantar hastalıkları artışına dikkat çeken Kurtan, iş gücü bakımından zorlandıklarını, kazamadıkları tarlaların yağışlar nedeniyle ot içinde kaldığını belirtiyor.
Sırtçantam, 24 Haziran 2014
Fotoğraf: Mehmet Kıran