Nükleersiz Türkiye için Kürekle Karadeniz bir ayını doldurdu. Hüseyin Ürkmez Karadeniz’in deli dolu dalgalarından ürkmeden ilerliyor.
Şimdi Gerze’de, son yazımdan hatırlarsanız kampanyanın girişimcisi Nükleersiz.org ve Yeşil Düşünce Derneği ile sayısı her geçen gün artan destekçileri Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (YSGP), Sinop Nükleer Karşıtı Plaform (Sinop NKP), KESK Sinop Şubeler Platformu, GreenPeace, Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP), Küresel Eylem Grubu adına Hüseyin 3 Eylül’de Samsun’da basın açıklaması yapmıştı. Dün itibariyle Bafra Ovası, Toplu, Yakakent ve Yenikent‘i geçerek Gerze’ye ulaştı. Kürek çekerek kat ettiği mesafe Bafra Ovası’nın etrafını dolaştığını göz önüne alırsanız yaklaşık 218 km. Deniz ve hava şartlarını hassasiyetle değerlendirip Karadeniz’in kurallarına uyum göstermezse işi kolay değil. Hüseyin bu sebeple temkinli.
4 ve 5 Eylül günleri doğa ile başbaşa geçti. Neticede Kızılırmak’ın suladığı Bafra Ovası Hüseyin’in sadece birkaç balıkçıyla rastlaştığı bir bölge oldu. Akşam Toplu’ya vardı. Geceyi sandalında geçirdi .
6 Eylül Cumartesi sabahı 2,5 saatlik yolculuktan sonra Yakakent’e vardı. Terme kıyısında sandalın omurgasını bir kayaya çarptığı için bir süredir su alıyordu sandalı, yaptırmazsa olmazdı. Yama yapılan sandal ilaçlandı beklemeye alındı. Geceyi Yakakent’te geçirdi Hüseyin. Teşekkürler Yakakent Yelken Kulübü Başkanı Mustafa Bey! Ertesi gün de sandal ve Hüseyin hazırdı ama deniz değildi. Denizde denizin sözü geçerdi. Hüseyin 1 gece daha geçirdi Yakakent’te. Tam da Rainbow Warrior ’un İstanbul’da demirlediği günler bunlar … Bir tarafta akıntıya karşı kürek çeken bir adamla Karadeniz boyunca onu karşılayan ve bağrına basanlar diğer tarafta gökkuşağının güzel renklerini yutabilecek kömür karasına karşı mücadele veren, termik santrallere DUR! demek için Karadeniz’e açılacak olan Green Peace’in Gemisi ve ona hayran ziyaretçileri. Rainbow Warrior’un Türkçe karşılığıyla Gökkuşağı Savaşçısı. Gayemiz daha temiz, yeşil ve yaşanası bir dünya !
9 Eylül Salı günü de “Nükleer tehditlerden, savaş ve şiddetten arındırılmış bir dünya için” 7 Temmuzda Japonya/Yokohama’dan 84. seferine çıkan Peace Boat-Barış Gemisi geldi İstanbul’a . Savaş karşıtı aktivistler barış mesajlarıyla çıktı karaya. Kıbrıs’ın işgalden, üslerden, silahlardan arındırılarak Doğu Akdeniz ile Avrupa arasında barış köprüsü olan bir ada haline getirilmesiydi temennileri. Akşam Karadeniz’e açıldı onlar da. Hedeflerinde savaşı tüm gerçekliğiyle yaşayan Ukrayna’ ya barış mesajları götürmek vardı. Bir tarafta toplumsal acılara barış mesajları taşıyan Barış Gemisi diğer tarafta denizi küreğiyle harmanlayan adam. Gayemiz daha temiz, barışçı ve yaşanası bir dünya! Aynı gün Töngel Sokağı’na vardı Hüseyin. Deniz öylesine zorladı ki saatte 5 km yerine 1,5 km zor gitti . Gerze’li dostlar yetişti imdadına. Hüseyin sandalı Töngel’ de bıraktı. Gerze’de konakladı ama adı üstünde Töngel’di işte, ertesi sabah dönüp gelecekti sandalının başına.
10 Eylül Çarşamba günü Töngel’den sabahtan çıkıp öğle saatlerinde Gerze Limanı’na girdi Hüseyin. Gerze’nin güler yüzlü mutlu insanları kıyıda bekliyordu ellerinde pankartları hazır bir şekilde. Gerze Belediye Başkanı Osman Belovacıklı’nın , Sinop Nükleer Karşıtı Platform Dönem Sözcüsü Zeki Karataş’ın, Yeşil Gerze Platformu (YEGEP) üyelerinin , doğadan, sevgiden, yeşilden ve barıştan yana insanların katılımıyla basın açıklaması yapıldı. HAYIR! demeyi iyi bilirdi Gerze !
2008’de Anadolu Grubu Termik santral kurma planlarını açıklamıştı . Termik demek kömür demekti. Oksijeni en bol, en saf olan coğrafyada katliam demekti. 50 km doğusundaki Bafra Ovası’yla, tarım yönünden zengin topraklarına, deniz suyuna, doğal yaşamına ve insanların sağlığına halel getirilmesi demekti . Yasal yollara başvurup Danıştay’a dava açtıklarında ÇED alınana kadar yürütmeyi durduracak yetkili bulamama gibi bir Türkiye gerçeğiyle de yüzleştiler . Anadolu Grubu’nun rüşvetlerine, lobilerine kulak tıkayıp sağlığını ve geleceğini koruma bilinciyle Yaykıl Yaylası’na çadır kurdular. Fiili olarak da 1,5 yıl boyunca araziyi nöbetleşe gözlemlediler. Ne zaman ki çivi çakılacak oldu araziye, şafak vakti gelmişti. 5 Eylül günü savaş formatına dönüştü mücadeleleri. Bir holdingin kurmaya çalıştığı kömür fabrikasını engellemeye çalışan halkın karşısında kendi devletinin polisi, jandarması vardı . 2 gün boyunca öyle bir mücadele verildi ki Gerze’de, köylü kadınlar askeri araçların önüne mi yatmadı, sopalarını mı sallamadı askere. Hani bildiğiniz çatışma lakin, vurucu darbe biber gazından rahatsız olan arıların kovanlarından çıkıp köylünün yanında saf tutmasıyla geldi. Kısacası arılarıyla böceğiyle çiçeğiyle galip geldi Gerze halkı bu mücadeleden 7 Eylül günü. Bir Teyzenin sorusu durumu özetliyordu “İsrailliler Filistinlileri nasıl eziy ,aynısını Türk askeri Türk milletine yaptı burda! Kızım biz devlete ne yaptık ?”
Sağlıklı yaşam hakkını ve geleceğini savunmak adına Gerzelilerin verdiği mücadeleden alınması gereken dersler var. Çernobil‘i müsibet olarak yaşamış bir Karadeniz’in hafızasını tazelemesi için Fukushima hakkında yazılanları okuması, anlatılanları dinlemesi yeterli. Lakin, Fukushima radyoaktif kirliliğinin bugün Kanada’yı bile etkilediğini dikkate alırsanız etki alanının genişliğine paralel olmalı tepki alanı. Yani Tüm Türkiye bir Gerze olmalı. Önümüzde uzun bir süreç var. Nükleer lobi ise yakında faaliyetlerine başlayacak. İstihdam vaatleri, hediyeler, rüşvetler … Göreceğiz bir Gerze duruşu sergileyip sergileyemeyeceğimizi. Ak koyun kara koyun geçit başında belli olur !
Hüseyin’i http://share.findmespot.com/shared/faces/viewspots.jsp?glId=0IsTDk7U0Pbo... takip edebilir ; Projeye http://www.fonlabeni.com/proje/detay/1763/nukleersiz-turkiye-icin-kurekl... üzerinden katkıda bulunarak yerinizden kalkmadan nükleersiz bir Türkiye için bir kürek de siz atabilirsiniz.
kaynak: yeşilgazete / Pınar Demircan