Türkiye kararlı... Tüm risklerine rağmen nükleer santraller yapacak. Hükümet, Sinop için Kanadalı Candu şirketiyle de el sıkıştı. Peki Candu neyin nesi? Kimsenin sormadığı soruyu Google’a sordum, bakın neler çıktı.
Çernobil nükleer kazasının üzerinden 26 yıl geçti. O gün bugündür dünyada, en sonuncusu ve en korkuncu Fukuşima olmak üzere, irili ufaklı 100’e yakın nükleer kaza yaşandı. Nükleer atık konusuysa başlı başına bir muamma!
Fukuşima, deprem kuşağında olmayan Almanya için bile bir dönüm noktası oldu. Avrupa’da, Japonya’da santraller bir bir kapanırken ‘gelişmekte kararlı’ bizim gibi ülkeler, “Elektriksiz kalırsınız haa” tehditiyle nükleer enerji yatırımına gaz verdi.
Mersin’de halkın “Hayır” demesi yetmedi. Rus Rosatom’la anlaşıldı. Sıra Sinop’a geldi. Dizi dizi ‘isteyen’imiz var, malum. Japonya, Güney Kore ve Çin’le müzakereler devam ediyor. Hedef büyük, tam 12 ünite kurulacak!
Son olarak bu halkaya Kanadalı SNC Lavalin Grubu’nun bir parçası olan Candu Enerji eklendi... Enerji Bakanı Taner Yılmaz, Candu’nun başkan yardımcısıyla dört ünitenin fizibilite çalışmaları için dört gün önce el sıkıştı.
Tunus’ta rüşvet skandalı
Ancak bu mutlu karenin basına verildiği saatlerde, dünyanın öbür ucunda tuhaf gelişmeler yaşanıyordu. Kanadalı ‘inşaat ve mühendislik devi’ SNC Lavalin Grubu’nun hisseleri, yüzde 5 düşmüştü... Meğer senin SNC Lavalin, Kuzey Afrika’daki kardeş ülkelerde yolsuzluk yapmasın mı? Vayyy!
Montreal Gazette’de 24 Nisan’da çıkan habere göre, Tunuslu bir işadamı, SNC’nin Kuzey Afrika’daki yöneticilerine rüşvet vermediği için ülkesindeki büyük bir projeden dışlandığını Globe and Mail’e açıkladı. SNC, bu suçlamalara cevap veremedi zira başı zaten dertteydi! Bangladeş’te rüşvet iddiaları yüzünden Kanada polisi, birkaç hafta önce Montreal’deki merkez binayı basmıştı.
Durun, daha bitmedi! Biraz daha geriye saralım: 26 Mart’ta SNC’nin yönetim kurulu başkanı Pierre Duhaime istifa etti. Nedeni, ‘bilinmeyen’ inşaat projelerinde ‘bilinmeyen’ aracılar için 56 milyon dolar yedirme onayını verdiği ortaya çıkmasıydı. SNC, hangi ülkeye ödeme yapıldığını açıklamasa da 22.5 milyon doların Tunus’a gittiği verildiği sanılıyor. (Geri kalanı nerede, nerede?)
Kaddafi’nin oğlunu kaçırma planı
Son üç ayda borsada toplam yüzde 30 değer kaybeden SNC’nin marifetleri bundan ibaret değil. Şirket, Libya diktatörü Muammer Kaddafi ile ‘yakın’ ilişkileri nedeniyle sık sık basına malzeme oldu.
11 Nisan tarihli New York Times’tan: Şubat ayında (yani Duhaime istifa etmeden önce-M.E.) SNC-Lavalin, inşaat bölümü başkanı ve üst düzey bir finans yöneticisini (Cynthia Vanier) kovdu.
Libya’da bir hapishane ve başka inşaat projeleri yapmak üzere bu ülkeye sık sık seyahat eden Vanier, NATO’nun Libya’yı bombalamasını eleştiren beş sayfalık bir rapor yazmıştı. Vanier, Kaddafi’nin oğlu Saadi Kaddafi’yi Meksika’ya kaçırma planı yüzünden tutuklandı.
Ha, bu arada Dünya Bankası, SNC Lavalin’in Bangladeş’teki inşaat faaliyetlerini de durdurmuş... Şirketin, Bangladeş’teki bir köprü yapımı ihalesinde karıştığı yolsuzluk yüzünden!
Sinop’a nükleer santral için talip olan mutena şirketin skandalları işte böyle. Cümlemize hayırlı olsun!
OTTAWA’DA NÜKLEER ATIK
* SNC geçen yıl, Kanada devletinin atom enerjisi birimi ticari ilişkilerini yürüten Candu Enerji şirketini 15 milyon dolara satın aldı.
* Candu Enerji, Kanada Atom Enerjisi Kurumu’yla Arjantin’de 440 milyon dolarlık anlaşma imzaladı. Romanya’ya nükleer santral kurulacağı söyleniyor. Eee, inşaat işleri yaş. ‘Gelişmekte olan ülke’lerin açlığını dindirmek için para lazım, para!
* Nükleer tehlikeye duyarsız olanlara küçük bir not: Candu, Ottawa nehrinin yakınında, 100 olimpik havuz büyüklüğünde bir nükleer atık tesisi kuracak. Bu da ülkede tartışmalara neden oluyor.
Soru: Sinop’a koşa koşa gelen yatırımcılar, nükleer atıkları nereye gömecek? Karadeniz’e mi? Yeraltı sularının yakınına mı?
Mehveş Evin, Milliyet, 26 Nisan 2012