Bağımsız araştırmacılar tarafından yirmi yıldır çıkarılan ve nükleer sanayiin durumunu nesnel bir şekilde verilerle her sene bildiren Dünya Nükleer Sanayii Vaziyet Raporu serisinin 2012 senesi raporu neşredildi.
Pek çok yayın, rapor, danışmanlığı olan ve birçok ulusal parlemento ile Avrupa Parlementosu’nda bilirkişi olarak danışılan Mycle Schneider önderliğinde bir gurup tarafından kaleme alınan rapor, dünya nükleer enerji üretiminde 2006′dan beri süren düşüşün devam ettiğini gözlemlerken, yeni reaktör inşaası ve planlarında da çok ciddi bir düşüş tespit ediyor.
Ana hatlarıyla raporun bulguları şöyle:
Nükleerde “işler kesat”
• 2011 yılında 19 reaktör kapatılırken sadece 7 yeni reaktör devreye alındı.• 4 Ülke nükleer enerjiden bir takvim içinde çıkacaklarını açıkladı.
• En az 5 ülke nükleer enerji programları başlatmama veya bunları yeniden başlatmama kararı aldı.
• Japonya, Fukuşima kazası ardından tüm reaktörlerini devre dışına aldı, ancak 5 Temmuzda testler ardından, tartışmalı bir şekilde Ohi Nükleer Santralinde bir reaktör tekrar devreye alındı. Burada ikinci bir reaktörün iki hafta içinde devreye alınması sözkonusu, ancak ülkenin geriye kalan Japon reaktörlerinin kaçının çalışma izini alabileceği meçhul.
• Bulgaristan ve Japonya’da inşaat halindeki iki reaktör iptal ve terk edildi.
• Dört ülkede yeni inşaat projeleri resmen iptal edildi. Dünya çapında inşaa halindeki 59 reaktörden en az 18inde senelere varan gecikmeler mevcut.Geriye kalan 41 reaktörün takvimine dair hüküm vermek zor, zira bunların ya inşaasına son beş sene içinde başlandı yada projeler henüz tahmini çalışma tarihine henüz erişmedi.
• İnşaat maliyetleri gittikçe artıyor. Avrupa Güç Reaktörü’nün (EPR) maliyet tahmini, enflasyon hesaba katılsa dahi, son on senede dört kat katlandı.
Nükleerciler değer kaybediyor, para kaybettiriyor
• Standard and Poors kredi derecelendirme kuruluşunca son beş sene içinde değerlendirilen nükleer şirketlerin veya bu enerjiden faydalanan dağıtım şirketlerinin üçte ikisinin kredi notu düşürüldü.
• 12 nükleer şirketin değerlendirilmesine bakıldığında, bir tanesi hariç hepsinin İngiltere Borsası FTSE100 endeksinden daha kötü performans gösterdiği ortaya çıkıyor. Fransız devlet şirketi EDF’nin, yani dünyanın en büyük nükleer santral işletmecisinin hisseleri %82, Fransız devlet nükleer santral yapımcısı AREVA, yani dünyanın en büyük nükleer santral inşaa şirketinin hisseleri %88 değer kaybetti.
Yenilenebilir coştu, nükleer çöküşte
• Dünyada yenilenebilir enerjiye yapılan toplam yatırım miktarı 2011′de 260 milyar $ (ABD Doları) seviyesine ulaşarak 2004′ün neredeyse 5 katına çıktı. 2004-2011 arası dönemde toplam yenilenebilir enerji yatırımı 1 trilyon $ (ABD Doları)nı aştı. Aynı dönemde nükleere yapılan yatırım 120 milyar $ ABD Doları‘nda kaldı.
• Dünyada kurulu toplam nükleer enerji kapasitesi 2011′de yine azaldı. Kurulu rüzgar enerjisi gücü ise sadece 2011′de 41 GW arttı. Avrupa Birliği’nde de 2000 yılından beri kurulu nükleer enerji kapasitesi 14 GW azalırken tam 142 GW kurulu güçte yenilenebilir enerji santralleri hayata geçti. Aynı dönemde yeni kurulan doğalgaz santrali kurulu gücü ise 116 GW’de kaldı.
Raporun tamamına (ingilizce) bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
(http://www.worldnuclearreport.org/spip.php?article30)
Raporun yazarlarından Antony Froggatt, “Nükleer pazarı her geçen yıl küçülüyor. Yenilenebilire yatırım ise her yıl artan bir hızla yükseliyor, daha fazla ülke yenilenebilir enerji pazarına giriyor. Nükleer enerji bir çok yenilenebilir enerji teknolojisine göre daha da pahalılaştıkça bu süreç de devam edecek.” diyor.
Raporun başyazarı Mycle Schneider ise “Nükleerciler, sektörü hayatta tutabilmek için nükleer enerji santrallerinin işletim süresini uzatmaya çalışıyorlar, ama bu da güvenlik konusunda çok ciddi soru işaretleri doğuruyor. Nükleer enerjinin güvenliğinden sorumlu yetkili kurumlar, nükleer santrallerin her geçen gün eskiyen teknolojilerle çalışmalarına devam edebilmeleri, ömürlerinin uzatılmaları için kendilerine yapılan baskıya daha ne kadar karşı koyabilecekler? Kritik soru bu” diyor.
Haber: Alidost Numan – Durukan Dudu
Yeşil Gazete, 20 Temmuz 2012