Fukushima Dai-ichi (dai-ichi bir numara demektir) Japonya'nın Fukushima bölgesinde bulunan, çoklu reaktörlü, bir nükleer enerji santralidir. Fukushima Dai-ichi nükleer reaktörünün planlanan kapatılmasından tam 14 gün önce, 11 Mart 2011'de meydana gelen 9.0 şiddetindeki Tōhoku depremi, Fukushima Daiichi nükleer felaketine sebep oldu. Deprem, Fukushima I Nükleer Enerji Santrali'nde çalışan üç reaktörün ani durdurulmasına sebep oldu. Sonrasında vuran Tsunami tesisi çökertti ve Fukushima I acil durum dizel jeneratörlerini durdurdu ve tesiste elektrik kesintisine sebep oldu. Bundan dolayı oluşan yetersiz soğutma, patlamalara, radyoaktif erimeye sebep oldu. Fukushima I, altı reaktöründen üçünde ve 6 soğutma havuzundan birinde sorun yaşıyor... (1)
Ve görünen o ki, geçen iki yılda hiçbir konuda iyileşme yokken, en iyi tahminler "temizleme 40 yıl sürer" çerçevesini çizerken, Fukushima I'deki "sorun" devam ediyor, birikiyor ve bulaşıyor, tüm dünya su kaynaklarına doğru ilerliyor.
Ağustos ayında Tepco (Tokyo Electric Power Co / Tokyo Elektrik Enerjisi Şirketi), Fukushima I'i çalıştıran Japon şirketi, birkaç önemli açıklama yaptı ve konu ile ilgili birçok uzman ile röportajlar yapıldı, aşağıda okuyacağınız bu bilgilerin güncel bir derlemesidir.
Ağustos ayında Tepco sözcüsü Yoshikazu Nagai'inin Reuters'e eposta ile bildirdiği üzere (2) 40 yıl sürecek ve 11 milyar dolara mal olacak olan söküm sürecinin ilk etabında yakıt boru düzeneklerinin sökülmesi var. Yukarıda bahsettiğimiz 6 soğutma havuzundan birindeki "sorun" da işte bu; her biri 300 kg ağırlığında, 4,5 metre uzunluğunda, içerisinde çok zehirli nükleer atık barındıran borulardan tam olarak 1,331 adet var. Ayrıca 202 adet de kullanılmamış boru var.
İlk olarak nükleer atığın saklandığı bu boruların bilgisayar aracılığı ile ve çok kontrollü bir ortamda yerleştirilip, alınması gerekiyor. Yakıt boru sistemleri üretmiş, Fairewinds Energy Education yöneticisi, nükleer mühendis Arnie Gundersen'e göre "bu kadar çok adette çubuğu çıkarmakta çok zorlanacaklar." "Eğer birbirine bağlı çubuklar sallanırlarsa ve birbirlerine çok yakınlaşırlarsa inadvertent criticality riski oluşabilir." Türkçesi kontrol edilemeyen nükleer zincir tepkime olarak çevrilebilir. "Inadvertent criticality", aynı zamanda havuzun soğutma kapasitesinin aşıldığında kasıtsız olarak büyük bir ısıl ve radyoaktif salınıma sebep olarak nükleer bir kritik durum oluşması anlamına da gelir. Ayrıca Gundersen "atık nükleer yakıt soğutma sistemi sadece yarızamandaki ışımadan kaynaklanan ısıyı almak için tasarlanmıştır, bir nükleer zincirleme tepkimeden çıkan ısıyı almak için değil." diye, belirtiyor.
Nükleer Serpinti uzmanı Christina Consol Reuters'e yaptığı açıklamada orijinal sistemi ve bilgisayar aracılığı ile kaldırma işlemi yapılamayacağından tek şanslarının çok daha riskli ve nükleer bir zincir reaksiyona yola açabilecek bir yöntem olan, el ile kaldırmak olduğunu belirtiyor(3); "Tepco bu sürece insanlar olmadan giremez, tabi elde etme ve kutulama aşamalarında radyasyon bombardımanında kalmaları kaçınılmaz. Herbir çubuğun tek tek, 1300'den fazla sefer hatasız olarak kaldırılması gerekiyor." Binanın battığını belirten Christina Consol'a göre de eğer bu çubuklar yan yana gelecek olursa, durdurulamaz bir nükleer zincirleme tepkime başlatabilirler.
Reuters'e konuşan (4) Kyoto Üniversitesi Araştırma Reaktörü Enstitüsünde görev yapan Doç. Dr. Hiroaki Koide'ye göre havuzlarda bulunan nükleer cesium-137 maddesi miktarı, 14,000 Hiroşima atom bombasına eşit.
Peki deprem ve tsunami vurduğu sırada çalışan 3 reaktör şu an ne durumda?
Fukishima I santralindeki ağır hasar görmüş olan 3 reaktörde bulunan erimiş uranyum yakıt çubuklarını belirli bir ısıda tutmak için sürekli su ile soğutma yapılıyor, öyleki 350,000 tondan daha fazla radyoaktif hale gelmiş soğutma suyu, tesisin çevresine kurulan tanklarda bekletiliyor. Tokyo Electric Power Co (Tepco) sözcüsünün 20.08.2013 günü yaptığı açıklamaya göre (5) çok yüksek oranda radyasyon ihtiva eden 300 ton suyun tesisin alanına sızdığının bilgisini veriyor. Ancak anlaşılan o ki 300 ton radyoaktif madde içeren zehirli su felaketten beri hergün yeraltına sızıyor.(6) 07/08/2013 tarihli Reuters haberine göre Tepco'yu denetliyen, Japonya Ekonomi,Ticaret ve Endüstri Bakanlığının bir yetkilisi olan Yushi Yoneyama yeraltına sızan radyoaktif su miktarının 2 yıldır hergün 300 ton civarında olduğunu belirtiyor.
Yer altı su kaynaklarına ve denize ulaşan bu su çevreyi, Pasifik Okyanusu'nu ve dolayısıyla tüm gezegeni tehdit ediyor. Ancak NHK'ye konuşan Tokyo Üniversitesi'nden Profösör Jota Kanda'ya göre, her 24 saatte 300 ton radyoaktif su sızıntısı olması, yaptığı araştırmalar ile belirlediği Fukushima Daiichi limanına hergün eklenen 3 gigabekerel [3 milyar bekerel] radyoaktif cesium-137 maddesini açıklamaya yetmiyor. Devlet ve Tepco'ya çağrıda bulunan Prof. Kanda, toprak altı suyundan farklı bulaşma yöntemlerinin bulunup, tanımlanmasını istiyor.(7)
02/08/2013 günü açıklama yapan Tepco'ya göre felaketin olduğu Mart 2011'den beri 20 ila 40 trilyon bekerel radyoaktif tritium maddesi denize karışmış olabilir.(8)
Fukishima civarındaki okyanusun ne kadar radyoaktif olduğunu kanıtlarcasına bölgede deprem esnasında ve sonrasında görev yapmış ABD askeri denizcilerinden kanser olanlardan 150 tanesi avukatları Paul C. Garner aracılığı ile Tepco'yu mahkemeye verdiler. Talep ettikleri 3 milyar dolar ile mağdurlara yardım etmek için fon oluşturmak istiyorlar.(9)
ABD'li gazeteci, yazar ve aktivist Harvey Wasserman'a göre Fukushima nükleer felaketinden denize ve havaya karışan, tiroid bezlerine yerleşebilen Iodine-131, kaslara yerleşen Cesium-137 ve kemiklere yerleşen Strontium-90 elementleri, kuzey yarımkürede yaşayanların sağlıkları için çok uzun bir süre tehlike oluşturacak. Harvey Wasserman, Fukushima'dan kaynaklı nükleer serpintinin bazı Japon biliminsanları tarafından 1945'de Japonya'ya atılan nükleer bombalardan 20-30 kez daha
kuvvetli olarak saptanmış olduğunu ayrıca belirtiyor. (10)
Tepco'nun belirttiğine göre Fukushima I'de 1760 ton taze ve kullanılmış nükleer yakıt bulunuyordu, en fazla zarar görmüş olana 3 nolu reaktörede 90 ton ve 4 nolu reaktörün üzerinde bulunan soğutma havuzunda ise 135 ton kullanılmış nükleer yakıt bulunuyor. (11) Çernobil felaketinde reaktörde 180 ton yakıt bulunduğu düşünüldüğünde felaketin boyutları bir kez daha açığa çıkıyor.
Nükleer mühendis Arnie Gundersen'in başka bir yayına verdiği demeçte, önümüzdeki 5 yıl içerisinde Pasifik Okyanusundaki radyoaktif cesium maddesi kirliliğinin, pasifik nükleer denemelerinin yapıldığı zamanki en yüksek seviyenin 5 ila 10 katı seviyesine çıkacağını belirtip ekliyor; "Net sonuç gezegendeki en büyük su kitlesini kirletttiğimizdir."(12)
Gerçek şu ki 14/08/20013 tarihine kadar yani felaket başladıktan iki yıl, beş ay ve üç gün sonrasına kadar Tepco'nun sorumlu tutulabileceği resmi bir temizleme planı yoktu. Wall Street Journal daki günceye göre Japon Nükleer Düzenleme Kurumu 14/08/20013 tarihinde 3,695 detaylı sayfa ile anlatılmış, uzmanların 40 yıl kadar sürebileceğini öngördükleri, temizleme planını resmi olarak onayladı.(13)
Pasifik okyanusuna karışan radyasyon seviyelerinin daha makul kalacağını iddia eden Radyasyon Riskleri için Avrupa komitesi mensubu Profösör Christopher Busby, bile geleceği karanlık olarak niteliyor. "(Suyu) Pompala ve Dua Et" başlıklı Reuters için yazdığı makalesini bitirirken (14) ABD'li uzmanların felaket başladığında nükleer reaktörleri bombalayarak limana batırmayı istediklerini ve bunun çubuklara ulaşabilmek ve soğutma problemini ortadan kaldırdığı için çok da aptalca olmadığını düşündüğünü, ancak Fransızların nükleer enerji ve Uranyum hisseleri üzerindeki olası negatif etkisinden dolayı Amerikalıları vazgeçirdiklerini belirtiyor.
Nükleer Serpinti uzmanı Christina Consol, Reuters'e yaptığı açıklamada şöyle diyor;(15) "Bütün bu istenmeyen "yan" zarar,eğer herşey aynı kalırsa, onlarca belki yüzlerce yıl sürecek... Bu işin nasıl sonuçlanacağını kimse bilemez ve söyleyemez ancak belki şu denebilir, eğer herşey tamamen aynı kalırsa milyonlarca insan büyük ihtimalle ölecektir ve eğer durum daha da kötüleşirse milyarlarca insan ölebilir."
Alphan Vardarlı
Global olarak kıyılar ve denizler hakkında danışmalık veren ASR şirketinin radyoaktif bulaşmanın denizdeki etkisini gösterdiği bilgisayar simulasyonundan bir kare:(16)
Referanslar:
(1) http://en.wikipedia.org/wiki/Timeline_of_the_Fukushima_Daiichi_nuclear_disaster
(2) http://uk.reuters.com/article/2013/08/14/us-japan-fukushima-insight-idUKBRE97D00M20130814
(3) http://rt.com/news/fukushima-apocalypse-fuel-removal-598/
(4) http://uk.reuters.com/article/2013/08/14/us-japan-fukushima-insight-idUKBRE97D00M20130814
(5) http://rt.com/news/fukushima-radioactive-puddle-leakage-710/
(6) http://rt.com/news/japan-fukushima-nuclear-disaster-164/
(7) http://enenews.com/mystery-tv-expert-says-oceans-radiation-levels-too-high
(8) http://www.bbc.co.uk/news/world-asia-23578859
(9) http://www.ksl.com/?sid=26440227&nid=148
(10) http://www.economicpolicyjournal.com/2013/08/the-fukushima-nightmare-gets-worse.html
(11) http://news.sciencemag.org/2011/03/how-much-fuel-risk-fukushima
(12) http://enenews.com/radio-fukushima-daiichi-has-contaminated-the-biggest-body
(13) http://blogs.wsj.com/japanrealtime/2013/08/15/fukushima-watch-tepco-finally-get
(14) http://rt.com/op-edge/tepco-fukushima-sea-water-reactor-194/
(15) http://rt.com/news/fukushima-apocalypse-fuel-removal-598/