Saat 12'den itibaren Karakedi Kültür Merkezi'nde biraraya gelen aktivistler yaptıkları radyasyon makyajlarıyla İstiklal Caddesi'ne çıktılar. Daha sonra Su Forumu'ndan çıkan aktivisterin de katılımıyla cadde boyunca basın açıklaması yapılan yere kadar "Nükleer Santral İstemiyoruz!" bildirileri dağıtıldı.
Basın açıklamasını KEG aktivistlerinden Mine Kösem okudu. Açıklamada "Yazı da gelse, tura da gelse, dik de gelse nükleer santral kuracağız" diyen hükümete nükleer atık sorununu nasıl çözdüğü, santralin yapımında ve çalışmasında karbon salınımı yaratmayan teknikler bulup bulmadığı, işin ekonomik boyutu herkes tarafından bilinirken, santralin yapım ve işletme maliyetlerinin mi düştüğü, santral güvenliğinde yeni teknolojik gelişmeler mi olduğu ve yaşanan kazaların niçin yok sayıldığı soruldu.
Ayrıca, nükleer enerjinin nükleer silahlar için ilk adım olduğu hatırlatılarak, İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarını durdurma konusunda arabuluculuk yapmaya çalışan AKP Hükümeti'ne barışı siz de nükleer santral üreterek mi sağlayacaksınız diye soruldu ve Filistin halkına gerçekten yardım etmek istiyorsanız nükleer bombalara sahip az sayıdaki ülkelerden birisi olan İsrail ile askeri anlaşmaların iptal edilmesi gerektiği bir kez daha vurgulandı.
Basın metni okunduktan sonra Taner Öngür(Moğollar) de eyleme katkı yaptı ve işin vicdani boyutuna değinerek yaptığı çalışmaları anlattı. KEG aktvistleri de şu sloganları attılar:
"Nükleer santral istemiyoruz!"
"Nükleer santral çatlar, patlar!"
"Dur de, dur de, nükleere dur de!"
"Çernobili unutma, unutturma!"
"Güneş, rüzgar bize yeter"
"Başka bir enerji mümkün!"
Nükleer, siyasi bir seçimdir. Günümüzü ve gelecek kuşakların yaşamlarını etkileyecek ölümcül bir adımdır. Tüm canlı yaşamını tehlikeye atacak, pahalı ve militarist bir teknolojiyi istemiyoruz. Hükümetler bu sevdadan vazgeçmedikçe, biz aktivistler de bu çılgınlığa hayır demek için, yaşam hakkını savunmak için vazgeçmeyeceğiz ve nükleer santral kurulmasına izin vermeyeceğiz.