Varşova’da 19’uncusu yapılan Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi bugün sona eriyor. Tam on bir gündür ülkelerin temsilcileri saatler süren toplantılar yaptılar. Toplantılarına başlamadan iki gün önce dünya tarihinde en güçlü tayfun Haiyan, Filipinlerin üçte ikisini yerle bir etmişti. On bine yakın insanın öldüğü, yarım milyondan fazla insanın evsiz kaldığı,
en az iki milyon insanın acil yardım beklediği, beş milyonu çocuk on milyondan fazla insanın açlık ve susuzlukla baş başa kaldığı, enkaz ve cesetlerle, çaresizlikle dolu, hayal edilemeyecek korkunç bir yıkım yaşandı Filipinlerde. Yaşanan bu yıkımın uzun saatler süren toplantılara etkisi ne oldu derseniz? HİÇ!
Filipinlerde yaşanan felaketi “ Filipinler’de 10 bin kişi öldü” yazılı dövizlerle iklim zirvesine taşımak isteyen aktivistler, zirveden atıldılar ve beş yıl süresince zirveden men edildiler.
Toplantılar devam ederken bu sefer İtalya’nın Sardinya Adası hortum ve sel felaketini yaşadı. Altı aylık yağış miktarı doksan dakikada adanın üstüne boşaldı. Kıyameti andıran fırtınada köprüler yıkıldı, otomobiller sulara gömüldü. Binlerce kişi evlerini terk etti ve 18 kişi yaşamını yitirdi. ‘Kleopatra’ adı verilen hortum, Sardinya Adası için “bin yılın felaketi ” olarak tarihe geçti. Peki, bu felaketin uzun saatler süren toplantılara etkisi ne oldu derseniz? Yine HİÇ!
Zirvenin sürdüğü geçtiğimiz bu on gün için de bile insanlık iklim değişikliğine bağlı iki büyük felaket yaşadı. Bu felaketlerin iklim değişikliğine bağlı olduğunu biz değil, bilim söylüyor. Daha geçtiğimiz eylül ayında açıklanan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin raporu; dünya ısındıkça okyanusların da ısınacağı ve bunun tayfunların şiddetini arttırdığını dünya âleme duyurdu. Evet, son yüzyılda dünyanın ortalama sıcaklığı yaklaşık 1 derece arttı ve bunun nedeni petrol, kömür ve doğalgaz kullanımına bağlı atmosferdeki sera gazlarının artışı ve ormanların yok edilmesi. Son raporlar bunu bir kez daha ve daha kesin bir şekilde açıkladı.
Bütün bu bilimsel veriler ve yaşadığımız onca felakete rağmen 19’uncu BM iklim zirvesini yine ekonomik pazarlıklar belirledi. İklim adaleti adına hiçbir adım atılmadı. Küresel ısınmadan tarihsel olarak sorumlu olmayan ama İklim felaketlerinde; evlerini, işlerini, topraklarını kısaca her şeylerini yitiren ve gelecekte de yitirmeye mahkûm olan yoksul ülke vatandaşlarının gelişmiş ülkelerden hayatta kalabilmek için talep ettikleri fonlar karşılığında aldıkları yanıt yine koca bir sıfır oldu. Gezegendeki tüm canlı yaşamını yok oluşa sürükleyen karbon salımlarının sorumluları olan fosil yakıt şirketleri “dünyada binlerce petrol, gaz ve kömür üreticisi var. Ama karar alanların, CEO’lar ve bakanlar düzeyinde olduğu düşüldüğünde aslında sorumlu olanlar bir- iki otobüse sıcak” olan başta Chevron, Exxon, BP,Shell, British Coal, Peabody gibi petrol ve kömür şirketlerinin çıkarları yine bu zirvede korundu. Ve küresel kapitalizmin sermaye birikimi ve rekabete dayanan yapısı, devletlerin insanlık ve gezegen adına birleşmesine değil, her bir devletin kendi egemen sınıfının çıkarları doğrultusunda davranmasına yol açtı.
Ama biz artık yeter! bu deliliği durdurma vakti geldi diyoruz. İklim değişikliği asla kaderimiz değil. Biz, yok oluş ve çaresizlik içinde olmayı, ölü saymak zorunda kalmayı, insanları ve doğayı temel almadan iklim zirvelerinde yaptığınız karbon pazarlıklarını, bizim adımıza kararlar almanızı ve iklimi değiştiren sisteminizi reddediyoruz.
“Çevrecinin daniskasıyım” diyen başbakana "İklim değişikliği konusunda; Türkiye neden değil sonuç ülkesidir" diyerek tarihsel olarak karbon salma hakkım var diyen AK Parti hükümetine sesleniyoruz. Ne Somali ne de Filipinler için gözyaşı dökün. Kömürlü termik santralleri kapatmayıp yenilerini açarak, 3.köprü, 3.havalimanı, HES’ler, nükleer santral, maden ocakları, ormanlık ve sulak alanların yok edilmesi gibi çevre katliamına neden olan irili ufaklı projelerinizin sonucudur Somali ve Filipinler. Ama biz bu projelerinizin hayata geçmesine izin vermeyeceğiz. Bütün baskı ve şiddetinize karşı Amed, Alakır, Gerze, Sinop her yerde direniyoruz, direneceğiz ve kazanacağız. Gezi’de bütün baskı ve şiddetinize karşı kazandık. Başka bir dünyanın mümkün olduğunu biliyor ve bunu yaratmak için mücadele edeceğiz.
Küresel Eylem Grubu