Türkiye Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu hükümetleri arasında imzalanan uluslararası anlaşma Akkuyu’da nükleer santral kurmak isteyen nükleer lobisiyle hükümet arasındaki çıkar ilişkisini açık ediyor.
Anlaşma, Türkye’de nükleer santral yapımını kolaylaştırıyor. Doğacak zararların büyük kısmını da halkın cebinden gidermeyi amaçlıyor. Anlaşmada, nükleer santral saçmalığına razı olmayan Türkiyeli’leri ikna etmek önemli bir yer tutuyor. Onca uğraşmalarına karşın, nükleer şirketi NGS, Mersin’de boş salonlara ‘bilgilendirme’ toplantıları düzenliyor. Bu durum oldukça doğal çünkü Türkiyeli’lerin yüzde 73’ü nükleere karşı.
Süreç:
12 Mayıs 2010: Ankara’da iki ülke arasında Akkuyu’da nükleer güç santrali kurmak ve işletmek amacıyla işbirliği antlaşması imzalandı. Antlaşmayı Türk tarafı adına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Rusya adınaysa Başbakan Yardımcısı İgor Seçin imzaladı.
İmzalanan anlaşmaya kapsamına göre iki ülke, nükleer güç santralinin tasarımı, inşası, nükleer güç santralinin güvenliği, finansmanı, üretilen elektriğin alım-satımı (Türkiye nükleer santralde üretilen elektriğe 15 yıl alım garantisi sağladı. 12.35 cent + KDV alarak belirlenen fiyat, dünya ortalaması olan 6.4 centin iki buçuk misli daha pahalıya satılacak), Rusya’dan nükleer yakıt tedariki, kullanılmış nükleer yakıtın taşınması, Rusya’da nükleer atıkların zenginleştirilip yeniden Türkiye’ye satılması gibi konularda işbirliği yapacaklar.
Anlaşmaya göre, nükleer kaza olması durumunda üçüncü taraf sorumluluğu işletici firma olan Rosatom’a ait. Ama iki ülke arasında imzalanan diğer uluslararası anlaşmalara (Paris Sözleşmesi ile Viyana Sözleşmesi ve Paris Sözleşmesi’nin uygulanmasına ilişkin ortak protokole) göre tazminat bedeli 60 milyon dolarla sınırlı. 60 milyon doların üzerindeki tazminatları Türk hükümetinin karşılaması gerekiyor. Fukuşima nükleer felaketinin şu anki maliyeti 250 milyar dolar.
Rusya Federasyonu kanunların yakıt zenginleştirme amacı dışında başka ülkelerden nükleer atıkların ülkeye sokulmasını yasaklıyor. Bu kapsamda nükleer atıkların Türkiye’de depolanması gerekecek.
21 Temmuz 2010: İki ülke arasında imzalanan uluslararası anlaşma, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine getirilip onaylandı.
6 Ekim 2010: TBMM’nin onayından sonra Resmi Gazete’nin 27721. sayısında yayınlanarak antlaşma yürürlüğe girdi.
24 Kasım 2010: İki ülke arasında imzalanan uluslararası anlaşma, Rusya Federasyonu Konseyi tarafından onaylanıyor. İki ülkenin anlaşmayı karşılıklı olarak onaylamalarından sonra, antlaşma hem Türkiye Cumhuriyeti hem de Rusya Federasyonu açısından yasallaşmış oldu.
13 Aralık 2010: Uluslararası anlaşmaya Rus tarafı, işbu anlaşmanın imza tarihinden itibaren 3 (üç) ay içinde proje şirketinin kurulması için gerekli işlemlerin başlatılmasını sağlayacak maddesindeki yükümlülük gereği, Rus Atomstroyexport firması Türkiye’de Akkuyu NGS Elektrik Üretim Anonim Şirketi’ni kurdu.
Rus Atomstroyexport firması, Akkuyu NGS Elektrik Üretim Anonim Şirketi’ni kurarak, Rusya Federasyonu’nun gelecekte karşılaşabileceği hukuki, ekonomik ve sosyal sorumluluklardan arındırmış oluyor. Türkiye Cumhuriyeti anlaşmayı Rusya Federasyonu ile imzalamasına rağmen artık hukuki olarak muhatabı Rusya Federasyonu değil, Akkuyu NGS Elektrik Üretim Anonim Şirketi.
7 Şubat 2011: Akkuyu NGS Elektrik Üretim Anonim Şirketi, kurucu sıfatıyla tanınmak için Türkiye Atom Enerji Kurumu’na (TAEK) başvuruda bulundu.
28 Şubat 2011: TAEK, Akkuyu NGS Elektrik Üretim Anonim Şirketi’ni kurucu sıfatıyla tanıdığını onayladı.
20 Eylül 2011: Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 11/08/2011 tarihli toplantısında, Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 10. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendi hükmü çerçevesinde, banka teminat mektubu tutarına ilişkin üst sınırın 157.200.000 (yüz elli yedi milyon iki yüz bin) TL olarak belirlenmesine, karar verdi.
EPDK aldığı bu kararla bir istisnaya daha imza attı. EPDK nükleer güç santralinin kurulmasını kolaylaştırmak için gereken düzenlemeleri onayladı. EPDK tüm enerji yatırımlarında hesaplanan toplam yatırım tutarının yüzde 20'si oranında asgari sermaye şartı getirirken, çok daha büyük ölçekli kurulu gücü olan, yatırım gerektiren ve uluslararası bir anlaşmayla hayata geçirilecek olan nükleer santral için işi daha kolay kılmak açısından bu oranı yüzde 5 olarak belirledi.
Akkuyu nükleer güç santrali için 20 milyar dolar yatırım yapılması planlanıyor. Nükleer santral alt sermaye şartı 1 milyar 440 milyon lira ve banka teminat mektubu 157 milyon 200 bin lira olarak belirlendi.
02 Aralık 2012: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 7816 sayılı yazısında Rus Atomstroyexport firması tarafından Mersin Akkuyu’da kurulması, işletilmesi planlanan 4800 MW kurulu güce sahip Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesi ile ilgili ÇED başvuru dosyası bakanlığa sunuldu.
Bakanlık “Çevresel etki değerlendirmesi sürecinin başlatılması ve komisyonun kuruluşu” kapsamında işler 3 iş günü içinde tamamlanır’’ hükmü gereğince, söz konusu komisyonun kurulması çalışmalarına başlanmış, ancak komisyonun toplanma süresine ilişkin 60 günlük ek süre istemişti. 60 iş günü Mart ayında dolacak ve bakanlık, ÇED olumsuz veya ÇED olumludur kararı verecek.
Ocak ayında yazılı medyada çıkan haberler doğrultusunda bakanlık Rus Atomstroyexport firmasının iki konuda detaylı çalışma istedi. Bakanlık nükleer atıkların geleceği yani nükleer atık sorunun nasıl çözüleceğini ve Mersin halkının nükleer santrallerin güvenliği konusunda halkı ikna etmesi talebinde bulundu.
13 Aralık 2011: Rus Atomstroyoexport şirketi uluslar antlaşmadaki taahhütleri yerine getirmek için yapılması gereken başvuruları mevzuat çerçevesinde gerçekleştirdiğini bildirdi. TAEK resmi başvurun yapıldığını onayladı.
Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu arasında imzalanan uluslararası anlaşmaya göre proje şirketi 13 Aralık 2011 tarihine kadar nükleer santralin inşasına başlamak için gerekli tüm belgeler, izinler, lisanslar, rızalar ve onayları almak için gerektiği şekilde başvurmasını sağlayacak. Eğer proje şirketi, bahsi geçen gerekli belgeler, izinler, lisanslar, rızalar ve onayları almak için başvuruda bulunmaz ise işbu anlaşma ve proje şirketine yapılan arazi tahsisi, Türk tarafına herhangi bir yükümlülük getirmeden feshedilecektir.
Proje şirketinin bir yıl içinde sunması gereken en önemli belge ‘’Ön Güvenlik Analiz Raporu’’dur . Bu raporda bulunması gereken ondan fazla madde olmasına karşın, en çarpıcı üç madde: 1- Çevre ve yerle ilgili olarak yer raporunun verilmesinden sonra elde edilen yeni veriler. 2- Tesisin ana ve güvenlik sistemlerinin projelendirilmesiyle ilgili belgeler. 3. Tesisin olağan ve olağanüstü işletme olayları ve kaza koşulları için yapılan güvenlik analizi. ‘’Ön Güvenlik Analiz Raporu’’nun Türkiye Atom Enerji Kurumu’na ( TAEK) sunulması gerekiyor. Sismik araştırmaların hala tamamlanmadığını Rus şirketi de kendi beyanlarında kabul etmişti. Sismik raporlar en erken 2012 yılının ortalarında hazır olacak.
14 Aralık 2011: Rus Atomstroyoexport şirketi tarafından Türkiye’de kurulan Akkuyu NGS Elektrik Üretim Anonim Şirketi, EPDK’ya üretim lisansı almak amacıyla başvuruda bulundu. Kurulacak üretim tesisi Mersin ili, Gülnar ilçesi, Akkuyu mevkiinde olup, 1/25.000 ölçekli haritada Silifke P 31-d1 paftasında yer almaktadır. Başvuru değerlendirme aşamasında.
EPDK bu süreçte şeffaflıktan uzak ve halkın bilgiye erişmesinin önüne geçmek amacıyla bir dizi uygulamaya gitti. EPDK, internet sitesinde Akkuyu nükleer santralinin üretim lisansı başvuru ve itiraz sürelerinin yayınladığı duyuru ‘’Üretim Lisansı Termik’’ başlığı altında yayınlandı. Kasıtlı yapılan bu uygulama nükleer santral lisans süreçlerinin şeffaflıktan uzak olduğunun aşikâr işareti.
Ve 19 Ocak 2012: Rus Atomstroyoexport şirketi Mersin ve civarında halkın istemediği Akkuyu nükleer santrali için bilgilendirme toplantıları düzenlemeye başladı.
İkna turlarını boş salonlara atan, nükleer karşıtlılarından ve çevreci grupların tepkilerinden korkan şirket, nükleer karşıtlarının toplantılara alınmasını engeledi; engellemeye devam ediyor.
Cenk Levi, Greenpeace