Anadolu’nun her karışı; halka, tarıma, doğaya vereceği zararlar göz ardı edilip talan ediliyor. Konya Karapınar’da yapılması planlanan termik santral inşası, bunun son örneği.
Maalesef Karapınar’da, Türkiye’nin Afşin’den sonraki en büyük linyit kömürü sahası tespit edildi. Maalesef diyorum, çünkü
kazancı kağıt üzerindeki rakamlardan ibaret sananların aksine bu keşif, hem bölge hem de Türkiye için felaket demek...
Yıllardır bölgede çalışan, yanlış tarım uygulamalarını değiştirmeye çalışan TEMA, bu defa termik santralin yol açacağı zararları raporlaştırdı.
Karapınar’ın önemi şu: Termik santral, sadece insan sağlığını bozmakla kalmayacak. Dünyada ekolojik açıdan en önemli 200 alandan biri olarak gösterilen, Türkiye’nin “buğday ambarı”nda tarımı imkansız hale getirecek.
Su, kömür için heba edilecek
TEMA Vakfı Bilim Kurulu üyelerinin Karapınar santrali raporuna şöyle bir bakmak
yeterli:
* Çıkarılacak kömür, yeraltı su seviyesinin altında. Bölgede zaten alarm veren yeraltı suları, kömür çıkarma ve soğutma işlemleri yüzünden tamamen çekilecek. Tarımda istihdam edilen 60.000 kişinin tarımsal ve içme suyu ihtiyacı, risk altına girecek.
* Santral hayata geçerse, 30 yılın sonunda çıkan küller
10 metre yükseklikte yığılsa bile 5.220 futbol sahası kadar yer kaplayacak. Anlamı şu: Bu küller, verimli tarım arazilerine dağıldığında resmen felaket yaşanacak.
* MTA’nın verilerine göre yapılan hesapta, 1.832.000.000 ton kömürü yaktığımız zaman, 30 yılda toplam 50.040.000 ton kükürt ortaya çıkacak. Yani her yıl yaklaşık 5 milyon ton/yıl sülfürik asit havaya karışacak.
* Bunu önlemek için tek çare, kireç taşı. Ne var ki bu işlem, sera gazı salımını daha da artıracak.
Cıva ve arsenik oranı ne?
Türkiye’de hiçbir siyasi iktidar, ekosisteme verilecek zararı veya iklim değişikliğini önemsemedi. Bari insan sağlığına değer verseler...
Kömür yakıtlı termik santrallerin, insan sağlığını tehlikeye attığı bilimsel araştırmalarla sabit.
Kömür santrallerinden çıkan ve uçucu küller ile birlikte toprağa, suya ve insan metabolizmasına karışan parçacıklar, hastalık ve ölüm demek.
Dahası, Karapınar’da çıkartılacak ve termik santralde yakılacak kömürün kalitesi de bilinmiyor:
Devlet, içindeki cıva, arsenik ve diğer ağır metal oranlarını açıklamalı!
TEMA, termik santral planının durdurulmasını ve bölgede sürdürülebilir tarım politikasının uygulanmasını öneriyor. Enerjiyi çevre ve insan dostu yöntemlerle elde etmek mümkün.
Prof. Ali Osman Karababa’nın sözleriyle bitirelim:
“Demir çeliği, altını, kömürü
yiyemezsin. Tarımsal ürünler olduğu sürece yaşam devam edecek.”
KARAPINAR GEN HAVUZU
* Karapınar kömür rezervinin çıkartılıp, termik santralde yakılması durumunda, Türkiye 2010 yılında saldığı toplam sera gazı salımlarının 4,4 katına denk gelen, 1,85 milyar ton karbondioksit eşdeğerini atmosfere salacak.
* Bölgedeki mera bitkileri, kuraklığa dayanıklı türler. Japonların bölgeye ilgi göstermesi, sürdürülebilir tarım modeli için yatırım yapması boşuna değil! Yakın gelecekte iklim değişikliğiyle oluşabilecek kuraklıkta Karapınar, hayvan besiciliği için genetik kaynak olacak özelliklere sahip.
* Tarımın ve hayvancılığın devamlılığı ile gıda güvenliğini sağlayacak tek şey, kuraklığa dayanıklı bitkilerin oluşturduğu gen havuzunun korunması.
Mehveş Evin, Milliyet 8 Aralık 2013