Tarihi düşününce, 17 Şubat'ı Vietnam'ın Çin Halk Cumhuriyeti tarafından işgal edildiği gün veya İstanbul'da Bebek Gazinosu'nun yıkıldığı gün olarak hatırlıyor olabilirsiniz. 2013 yılının 17 Şubat'ı ise gezegene sahip çıkmak adına tarihi bir gün olmaya hazırlanıyor.
ABD'de "Başkanlar Günü" olarak bilinen bu günde, ilk kez Amerikalılar unutulmaz bir mesaj vermek üzere hazırlanıyorlar. Amaç, yapılması hâlinde Kanada'daki kumul petrollerinin Amerika'ya taşınması ve oradan ithalatının önünü açacak olan Keystone Boru Hattı'nın yapılmamasını sağlamak... Bunun için binlerce kişilik bir hat oluşturup, Beyaz Ev'in etrafını sarmak. Bunu yapmak, ABD yasalarına göre gözaltına alınmayı gerektiriyor. Binlerce kişi buna hazır olduklarını ve "gezegeni kaybederlerse; artık kaybedecek başka şey kalmayacağını" söylüyorlar. Dolayısıyla, ya tarihin en büyük tutuklamalarına ya da ABD'de tarihi bir hareketin oluşmasına şahit olacağız.
Kumul petrolü, eriyen buzulların altından çıkan toprakları çeşitli kimyasal işlemlerden geçirip, içlerindeki petrolün ayrıştırılması anlamına geliyor. Kısacası, insanoğlunun gezegeni kendi çıkarları için ne düzeyde yok edebileceğini örnekleyen bir "zihni sınır" projesi de diyebiliriz. Keystone boru hattının yapılması da hem onbinlerce ağacı, ekosistemi yok edecek; hem de iklim değişikliğini durdurmak konusunda geri dönülemez bir adım olacak; Türkçe meali Türkiye'nin kömür ve enerjisini satmak için tüm ormanlarını keserek devasa bir yeni "Bakü-Ceyhan Boru Hattı" olarak dusunulebilir. Zira Türkiye'deki eneri yatirimlarini da düşününce, çok da uzak bir fikir gibi gelmiyor.
ABD'de binlerce kişinin gözaltına alınmayı göze alacağı bu eylem, aslında dünyanın her tarafında büyüyen ve istediğini alana kadar dişe diş direnen hareketin bir ayağı. Türkiye'de de, Endonezya'da da, Brezilya'da da; halklar artık petrol için, enerji için, topraklarını vermemek için mücadele ediyorlar. Gözü dönmüş tüketim çılgınlığı, daha fazla tüketmek için daha fazla üretmek zorunda olduğumuz konusunda bizi yıllardır inandırmaya çalıştıkları yalanlar; artık işe yaramıyor. Yalnızca geçtiğimiz hafta, Zonguldak'ta ve Bartın'da termik, Rize'de HES'lere karşı yapılan eylemler ve CED bilgilendirme toplantısını yaptırmayarak şirketleri evine gönderen yerel hareketler, devrin değiştiğini hepimize gösteriyor.
Önümüzdeki haftasonu Washington'da ne olacak bilemeyiz ama oradaki hareketin bize burada güç verdiğini; bizim termik konusundaki mücadelemizin Hindistan'a güç verdiğini biliyoruz. Bu güç, er ya da geç değişim rüzgarını getirecek.
Gökşen Şahin
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
Kaynak: http://marksist.org/
{youtube}UVeIJPT6SFA{/youtube}