Günümüzde yaşanan "Dünyalar Savaşı" ile ilgili bazı gerçekleri bilmeniz gerekiyor. Bu savaşın bir yanında petrol şirketleri, hükümetler ve televizyon kanalları diğer tarafında ise çevreci aktivistler ve iklim değişikliği ile ilgilenen bilimadamları var. Bu gerçekleri geleceğiniz ve dünyanın kaderi için bilmeniz gerekiyor.
Gerçek 1: Global ısınma günde 400 bin atom bombasının patlatılması ile eşdeğer
İzlediğiniz ekranda flaş bir haber geçtiğini düşünün: "Yer küredeki global ısınma her gün patlatılan 400 bin Hiroşima bombası ile eşdeğer." Birden ekran kararıyor, ürkütücü bir sessizlik hakim oluyor. Merak ediyorsunuz: Yeni gerçeğimiz bu mu?
Gerçekler kurgudan daha garip olabilir. Yeni yayın kanalları bize hangi haberleri sunuyor olsun ya da olmasın – TV, LinkedIn, Hulu, Google Glass— gerçek şu: Global ısınma yeryüzünde her gün 400 bin atom bombasının patlatılması gücünde. Tehlikeli bir şekilde dünyamız ısınıyor, günden güne bu tehlike artıyor.
Büyük petrol şirketleri bu haberin TV ekranlarında yayınlanmasını engellemeye çalışıyor. Ancak dünyada her gün 400 bin atom bombasının patladığı haberi gerçek. Bu haber ilk kez ThinkProgress.com sitesinde yayınlandı. Daha sonra NASA Goddard Uzay Çalışmaları Enstitüsü Başkanı iklim uzmanı James Hansen tarafından 2012 yılında dile getirildi.
Gerçek 2: Global ısınmanın yüzde 63'üne 90 şirket neden oluyor
Bu gerçek Guardian'dan ve alkışı hakediyor: İnsan kaynaklı global ısınmanın üçte ikisine yalnızca 90 şirket neden oluyor: Sanayi çağından bu yana iklimde görülen değişimden en fazla sorumlu olan şirketler arasında Chevron, Exxon ve BP bulunuyor. Yapılan son araştırmalar dünyadaki emisyona en fazla neden olan şirketlerin başında 90 şirketi gösteriyor ki bunlar arasında Shell, BP, ExxonMobil ve Chevron var.
Büyük petrol şirketleri ayrıca büyük kirleticiler. 1854 ila 2010 arasındaki metan ve CO2 emisyonlarını inceleyen İklim Sorumluluk Enstitüsü'nden Richard Heede, "Dünyada binlerce petrol, gaz ve kömür üreticisi var. Ancak petrol ve kömür konusunda karar alıcıları, CEO'ları ve bakanları bir araya getirirseniz sadece bir ya da iki yolcu otobüsünü doldurabilirsiniz." diyor. Sonuç olarak gerçek şu: Büyük petrol şirketleri yer kürenin en büyük düşmanları.
Gerçek 3: Haber kanalları büyük petrol şirketleri ile işbirliği içerisinde
Tüm bunlara rağmen televizyonlarda yayınlanan haberlerde neden iklim değişikliğine yer verilmediğini merak mı ediyorsunuz? Sebebi belli: Büyük petrol şirketleri ile işbirliği içerisinde olan televizyon kanalları iklim uzmanlarını reddedenlerin başını çekiyor. Evet, ayakta kalabilmeleri için büyük haber kanallarının büyük petrol şirketlerinden her yıl gelen yüz milyonlarca dolarlık reklam gelirine ihtiyaçları var.
Yaklaşık bir ay önce haber kanallarındaki ifadeleri takip eden "Haberlerde Tarafsızlık ve Doğruluk" grubu ABD'de önde gelen haber kanalları CBS, NBC ve ABC'nin sunduğu haberleri analiz ettiler: "Şiddetli hava şartları büyük haber. 2013 yılının ilk dokuz ayında 450 bölümde geçen kelimelerin yalnızca 200'ü şiddetli hava şartları ile ilgili idi: Sel, orman yangınları, tornadolar, tipi, fırtınalar, sıcak ve sıcak dalgalar."
Ancak maalesef bu televizyon kanalları petrol şirketlerine yardım edercesine iklim uzmanlarını reddetti. Nasıl mı? Bu kanallar şiddetli hava şartlarına insan kaynaklı global iklim değişikliğinin neden olduğuna değinmedi. 450 bölümde yalnızca 16 bölüm yani toplamda yüzde 4 oranında "iklim değişikliği", "global ısınma" ya da "sera gazları" kelimeleri kullanıldı. Yani şiddetli hava şartları ile ilgili haberlerin yüzde 96'sında insanların iklim üzerine etkisinden hiç bahsedilmedi. Evet, büyük petrol şirketlerinin reklam harcamaları büyük haber kanallarını etkiliyor.
Gerçek 4: 2013 yılı iklim değişikliği açısından insan tarihinin en kötü yılı oldu
- Global CO2 seviyesi 400'e çıktı ki bu bilinen tarihin en yüksek seviyesi.
- Daha fazla ısınma oldu, bu ısınma daha hızlı gerçekleşti.
- Daha fazla hayvanın soyu tükenme ile karşı karşıya kaldı.
- Yer küre ölümcül sıcaklıklara, kuraklıklara ve kontrolden çıkan yangınlara sahne oldu.
- Boğucu kirlilik nüfus merkezlerini kapattı.
- Doğal felaketler yaşayan ülkeler yine de emisyon ile ilgili adım atmadı.
- Deniz seviyesi rekor yüksek seviyelere çıktı, fırtına ve sellere yol açtı.
- Dünyanın çoğunda fosil yakıt yatırımı iki katına çıktı.
Ne yazık ki metan gazı emisyonuna olması gerektiği kadar önem vermiyoruz.
Kaynak: PAUL B. FARRELL, MARKETWATCH