"Bölgemizde sekiz yıldır kuraklık gözlemliyoruz. Yağmur çok düzensiz. Çiftçiler de hiç tahminde bulunamıyor.” Bu sözler, Hindistan’ın Orissa eyaletindeki Yaşayan Çiftlikler adlı sivil toplum örgütünden Debjeet'e ait. Debjeet, eskiden durumun çok farklı olduğunu söylüyor.
"Tarımcılığı yağmur dönemlerine endeksli olarak yapıyorduk. Çiftçiler Muson yağmurlarının aşağı yukarı 14 Haziran tarihinde başlayacağını bilirdi." diyen Debjeet, ama artık bu geleneksel bilgilerin hiçbir işe yaramadığını belirtiyor.
Temiz su açığına çare arayışı
Yaşayan Çiftlikler adlı sivil toplum örgütü, yerel düzeyde çiftçilere yardım etmeye çalışıyor. Örgüt, yağmur tahmini yapamasa da, danışmanlık hizmeti veriyor ve tecrübelerin toplanarak değerlendirilmesine destek oluyor.
İklim değişikliği çalışmaları da baltalıyor
Günümüzde Orissa eyaletinde 13 bin 700’den fazla köy kuraklığın pençesinde. Eyalet yönetimi, bu sayının artmakta olduğunu bildiriyor. Almanya'daki Dünya Açlıkla Mücadele Örgütü'nün Başkanı Bärbel Dieckmann, kuraklığın da, seller ve diğer aşırı hava şartları gibi küresel iklim değişikliğinin bir parçası olduğunu söylüyor. "Gıda güvenliği en temel konulardan biri. Şu anda dünya nüfusunun yüzde 13’ü yoksulluk ve açlık içinde yaşıyor. Biz 50 yıl önce çalışmalarımıza başladığımızda bu oran yüzde 30’a yakındı. Bu bir başarı." diye konuşan Dieckmann, "Ancak bazı faktörler daha da başarılı olabilmemizin önünde engel teşkil ediyor. İklim değişikliği de bunlardan biri.” diyor.
Kuraklık artıyor
Dünya Açlıkla Mücadele Örgütü, Orissa’da ve tüm dünyada ziraî kalkınma projelerine destek veriyor. Sonuçta yedi milyarın üzerindeki dünya nüfusunu doyurmak zorunda olan çiftçiler. Bärbel Dieckmann, tüm kıtalarda çiftçilerin giderek artan oranda iklim değişikliğinin kurbanı olduğunu belirtiyor. Eskiden 10 yılda bir kuraklık ile karşılaşan, ancak günümüzde her üç yılda bir kuraklık yaşayan bölgelerin olduğunu belirten Dieckmann, öte yandan iklim değişikliği nedeniyle meydana gelen sellerin, birçok bölgenin yıkımına yol açtığını kaydediyor.
Darboğaz yaşanabilir
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) de, Mart ayında yayınladığı bir raporda, çoğunlukla yoksul olan birçok kırsal kesimin kuraklık, sel, kasırga ya da aşırı sıcaklar gibi olumsuz faktörlerle karşılaşması durumunda gıda tedariki konusunda darboğaz yaşanabileceği uyarısında bulundu.
Hem kurban, hem sorumlu
Ancak tarım sektörü iklim değişikliğinin sadece kurbanı değil, aynı zamanda sebeplerinden de biri. Ziraî alan açmak için yağmur ormanlarının yakılmasından hayvancılığın neden olduğu metan emisyonuna, nakliyattan tarım ürünlerinin işlenmesine kadar tarım sektörü çeşitli kollardan dünya çapında sera etkisi yapan gaz salınımının yüzde 40’ından sorumlu. Ayrıca su kaynaklarının giderek azaldığı bir dönemde, en fazla suyun harcandığı alanlardan da biri.
Küçük çiftçilere destek önemli
2008 yılında dünyada büyük ses getiren Dünya Tarım Raporu, bu kısır döngünün kırılması için küçük çiftçilerin desteklenmesini tavsiye ediyor. Zira bu çiftçiler hem iklim değişikliğine fazla neden olmuyor, hem de değişen şartlara hızla ayak uydurabiliyor. Dünya Açlıkla Mücadele Örgütü Başkanı Bärbel Dieckmann, "İklim değişikliğinden bazı sonuçlar çıkarmalıyız. Karbondioksit emisyonundan biz sanayi toplumları sorumluyuz. İklim değiştiren gazların emisyonunda yoksul ülkelerin pek payı yok. Artı, bu ülkelerde iklim değişikliğinin sonuçlarının daha kolay bir şekilde karşılanabilmesi için yöntemler geliştirmeliyiz.” diyor.
kaynak: saraymedya