Kaynak: Zaman, 10 Nisan 2011
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Japonya ile Sinop'ta kurulması planlanan nükleer güç santraline dönük müzakerelere ilişkin olarak, ''Bu yılın Mart ayı sonu olarak belirlediğimiz zaman limitini kaldırdık.
Yeni müzakere takviminin belirlenmesini de Japonya tarafına bıraktık'' dedi. Bakan Yıldız, Japonya'nın en yüksek tirajlı ekonomi gazetesi Nihon Keizai Shimbun'a (NIKKEI) verdiği demeçte, Sinop'ta nükleer santral inşasına yönelik Japonya ile müzakerelerin, Fukushima Daiichi santralindeki kazanın kontrol altına alınmasına yönelik faaliyetlerin son derece yoğun olmasından dolayı kesintiye uğradığını hatırlattı. Türkiye'de nükleer enerji santrali inşasına yönelik kararlılıklarının devam ettiğini belirten Yıldız, Japon nükleer enerji santrali teknolojisine yönelik değerlendirmelerinin değişmediğini ifade etti. Nükleer enerjinin olup olmaması konusundaki tartışmalarla ilgili olarak ''Evet ya da Hayır'' tartışması değil, güvenliğin nasıl arttırılacağına dair tartışmalar yapılması gerektiğini ifade eden Yıldız,Japonya'nın Fukushima santralindeki kazadan kaynaklanan sıkıntıları aşacağına ve tehditi fırsata çevireceğine inandığını kaydetti. Çernobil nükleer santralindeki kazadan sonra Rusya'nın nükleer santral güvenliğinin son derece büyük bir gelişme gösterdiğine dikkati çeken Bakan Yıldız, Japonya'nın da çok büyük iyileştirmelerde bulunacağına inandığını kaydetti.
-''BİR SONRAKİ MÜZAKERENİN ZAMANINA JAPONYA KARAR VERECEK'' Bir sonraki müzakerenin zamanlaması konusunda da ''buna Japonya karar verecek'' değerlendirmesinde bulunan Yıldız, nükleer santralde meydana gelen kaza sebebiyle radyoaktif maddelerin dışarıya sızması gibi Japonya'nın yoğunlaştığı sorunlar yoluna girene kadar beklenmesinin elzem olduğunu kaydetti. Bu gibi durumlarda müzakerelere zaman limiti koymanın uygun olmayacağını savunan Bakan Yıldız, şöyle devam etti: ''Bu yılın Mart ayı sonu olarak belirlediğimiz zaman limitini kaldırdık. Yeni müzakere takviminin belirlenmesini de Japonya tarafına bıraktık. Nükleer enerji santrali müzakerelerinden ziyade, Fukushima kazasının halledilmesinin en önemli öncelik olduğu konusunda Japonya ile mutabıkız. Bir sonraki müzakerenin önümüzdeki yıla sarkmayacağını düşünüyorum. İki haftada bir 4-5 tur daha müzakere yapılırsa anlaşmaya varabiliriz. Nükleer enerji santralleri ile ilgili gerekli lisans ve izinlerin alacağı sürenin dışında, inşaat kısmı 60 aylık bir zaman alıyor. Bu yıl içinde anlaşmaya varabilirsek ilk planlandığı gibi 2019 yılında santrali işletmeye alabiliriz. Depremden önceki müzakerelerde fiyatlandırma, risk paylaşımı gibi konular kalmıştı.''
-''HAKSIZ DEĞERLENDİRMELERDE BULUNMAMAK GEREKİYOR''- Yıldız, Nükleer santral yapımı konusunda Fransa ve Güney Kore gibi Japonya ile rekabet halinde olan ülkelere ilişkin olarak Japonya'nın bu sıkıntılı durumundan fayda sağlamayı düşünecek ülke bulunmadığını ifade etti. Japonya'nın nükleer enerji santral teknolojisinin standartlarının yüksekliğine dikkati çeken Yıldız, Japonya kendi içinde araştırmalarını yaparak durumu açıklığa kavuşturacağını düşündüğünü belirtti. Fukushima'daki kazanın nedenlerinin detaylarını henüz bilmediklerine işaret eden Yıldız, böyle bir durumda Japon mühendislerle ilgili haksız değerlendirmelerde bulunmamak gerektiğini, kazanın kaçınılamaz bir fors majör olduğunu düşündüğünü kaydetti. Türkiye'nin 2023 yılına kadar toplam elektrik üretimi içindeki nükleer enerji payı hedefinin yüzde 20 olduğuna işaret eden Yıldız, 2023 yılına kadar 3 noktada toplam 15000 megavat kapasiteye sahip 12 nükleer güç reaktörünü inşaa etme konusundaki düşünceleri olduğunu bildirdi.
-GAZETEDEKİ TÜRKİYE DEĞERLENDİRMESİ- Bakan Yıldız'ın röportajı, gazetenin dış haberler sayfasında baş haber olarak yayımlanırken, sayfada Türkiye'nin elektrik ihtiyacına ilişkin değerlendirmelerde de bulunuldu. Türkiye'nin her yıl elektrik ihtiyacının bir önceki yıla oranla yüzde 7 seviyesinde arttığına dikkat çekilen yazıda, elektrik arz–talep dengesi baskı altında kalmaya doğru gittiği belirtildi. Türkiye'nin kömürde yüzde 50, petrol ve doğalgazda yaklaşık yüzde 90 oranında ithalata bağımlı olduğu ifade edilen yazıda, nükleer enerji santralleri ile elektrik üretiminde çeşitlendirmeye gitmenin acele edilmesi gereken bir konu olduğu vurgulandı.
-NÜKLEERE YÖNELİMDEKİ NEDEN: DIŞA BAĞIMLILIK VE ELEKTRİK TALEBİ- Yazıda, Almanya, İtalya gibi gelişmiş ülkelerde nükleer enerji politikalarının gözden geçirilmesine yönelik seslerin yükselmesine tezat bir şekilde Türkiye'nin nükleer santral projelerine devam etme pozisyonunu korumasının arkasında yatan nedenler, iç tüketimin önderliğindeki ekonomik büyümeye bağlı elektrik talebindeki hızlı artış ve yurtdışı enerji kaynaklarına olan yüksek bağımlılık olduğu savunuldu.