Kaynak: DW-WORLD.DE, 12 Nisan 2011
Fukuşima'daki felakete rağmen, Hindistan nükleer enerji planlarını rafa kaldırmayı düşünmüyor. Halkın tepkisi de her geçen gün artıyor. Özellikle Jaitapur bölgesinde kurulması planlanan nükleer santral tepki çekiyor.
Hindistan'da Devlet Nükleer Enerji Kurumu'nun Jaitapur'da satın aldığı geniş araziye henüz sükûnet hâkim. Dünyanın en büyük nükleer santralinin tam burada inşa edileceğine dair tek işaretler, ufak birkaç şantiye binası ve bir tabela. Tesisin üretim kapasitesinin, Almanya'daki en büyük altı nükleer santralin toplamından fazla olması planlanıyor. “Bir daha asla Çernobil, bir daha asla Fukuşima” Ancak Hindistan'da projeye yönelik protestolar haftalardır giderek artıyor. Jaitapur'da geçen hafta sonunda yapılan protestolara 50 bine yakın göstericinin katıldığı tahmin ediliyor.
Mumbai ve binlerce kilometre uzaklıktaki Yeni Delhi'de bile çok sayıda gösterici sokaklara döküldü. Pankartları “Bir daha asla Çernobil, bir daha asla Fukuşima” sloganları süslüyordu. Göstericilerden biri de çevre örgütü Greenpeace'in Hindistan şubesinden Vinuta Gopal'di. Çevre korumacı Gopal hükümete vermek istedikleri mesajın, Fukuşima'da yaşananlardan sonra nükleer enerji planlarını tekrar önüne koyup düşünmesi olduğunu söylüyor ve ayrıca Jaitapur'da inşa edilmesi planlanan nükleer santrale karşı da, başbakana iletilmek üzere 70 bin imza topladıklarını belirtiyor.
Deprem kuşağı üzerine nükleer santral planı Nükleer enerji karşıtlarını en çok endişelendiren, Jaitapur'un bir deprem kuşağı üzerinde olması. Bölge son olarak 2009 yılında sarsılmıştı. Ancak Jaitapur'da yaşayanların sorunları bununla da sınırlı değil. Bölge sakinlerinin önemli bir bölümü balıkçılıkla geçiniyor ve santralden denize akacak olan sıcak suyun ekolojik sistemi alt üst etmesinden çekiniyor. Jaitapur'un sakinleri öfkeli. Göstericiler, "Hükümet Jaitapur'u modern bir enerji merkezi bölgesi konumuna getirmeyi hedeflediğini söylüyor, ama aslında Jaitapur'u yeni bir Fukuşima'ya dönüştürüyor.” şeklinde konuşuyor.
Singh'den şeffaflık mesajı Hindistan Başbakanı Manmohan Singh ise kamuoyunu yatıştırmaya çalışıyor. Halkın endişelerini anlayışla karşıladığını söyleyen Singh, bu nedenle hükümetin olabildiğince şeffaf bir politika izlemek zorunda olduğunu belirtiyor. Faaliyetteki 20 nükleer reaktörün güvenliğinin kontrolden geçirileceğini kaydeden Hindistan Başbakanı, ayrıca Nükleer Denetleme Kurumu'nun, ancak katı güvenlik koşullarına uyulduğu takdirde yeni reaktörlerin inşasına yeşil ışık yakacağını ve bunun yurt dışından ithal edilen teknolojiler için de geçerli olacağını söylüyor.
Tazminat teklifi yedi katına çıkarıldı Singh'in burada kastettiği Jaitapur projesi. Bu dev projenin ihalesini Fransız devletinin de en büyük hissedarlarından olduğu, dev nükleer enerji şirketi Areva kazanmış, ilk iki reaktörün inşaatı için dokuz milyar dolardan fazla bir ödenek öngörülmüştü. Areva'nın nükleer santrali ne zaman inşa edebileceği ise henüz belirsizliğini koruyor. Şu ana kadarki planlama uyarınca Jaitapur'un 2018 yılında elektrik üretmeye başlaması hedefleniyor. Ancak yoğun protestoların Areva'nın planlarını alt üst edebileceği belirtiliyor. Ayrıca bölgedeki birçok toprak sahibi, inşaat için gerekli araziyi satmaya yanaşmıyor. Yetkililer ise şimdi daha yüksek fiyat önererek hedeflerine ulaşmaya çalışıyorlar. Teklif ettikleri tazminat bedelini de yedi katına çıkardılar.
© Deutsche Welle Türkçe Jürgen Webermann / Çeviren: Aydın Üstünel Editör: Ahmet Günaltay