Türkiye'nin dört bir yanından gelen eylemciler, 170.000 nükleer karşıtının imzaları bulunan kutularla birlikte, meclisin giriş kapısında milletvekillerini nükleer anlaşmaya hayır demeye çağırdı. Ankara'da meclis önünde başlayan oturma eylemimize polis vahşice saldırdı. 50 aktivist yerlerde sürüklenerek gözaltına alındı.
Bugün, TBMM önünde milletvekillerinin nükleer anlaşmayı oylamasını engellemek için bir blokaj eylemi yaptık. 170.000 nükleer karşıtının imzasının bulunduğu kutularla ve "Türkiye Nükleer İstemiyor", "Kirli Anlaşmaya Hayır de" yazılı pankartlarla nükleer yasayı protesto ettik.
Küresel Eylem Grubu, Greenpeace Akdeniz, Sinop Çevre Platformu, Mersin Nükleer Karşıtı Platform, Yeşiller Partisi ve Devrimci Sosyalist İşçi Partisi(DSİP) aktivistlerinin katıldığı eylemde, İzmir, İstanbul, Sinop, Mersin gibi çeşitli illerden gelen nükleer karşıtları olarak, milletvekillerini nükleer yasa için "red" oyu kullanmaya çağırdık.
Nükleer karşıtlarının ortak açıklamasında: "Yenilenebilir enerji kanunu 3-4 yıldır mecliste beklemekteyken, Türkiye'nin enerji geleceği, nükleer gibi kirli, tehlikeli ve derme çatma bir anlaşmayla oldu bittiye getirilmeye çalışılıyor. Oysa, Rusya ile imzalanan nükleer anlaşma metninde 4 önemli açık öne çıkıyor: Haksız rekabet koşulları içinde imzalanan anlaşma ile AB ile bağlar koparılıyor, TAEK'in güvenlik konusundaki yetki alanı sınırlandırılarak, nükleer güvenlik ve atık gibi konular Rusya'ya teslim ediliyor, atık sorununa bir çözüm getirilemiyor ve akıllı enerji sisteminin kurulması önünde dev bir engel oluşturuyor" dedik.
Polis, aktivistlere vahşice saldırdı. 50 aktivist polis tarafından yerlerde sürüklenerek gözaltına alındı.
Nükleer güvenliği Rusların elinde
Nükleer, 100 yıldan uzun bir süre boyunca eli kolu bağlayan bir proje: Ortalama yapım süresi 10 yıl, 60 yıl işletmesi, 40 yıl soğutması ve 10 yıl da sökümü sürüyor. Rusya, anlaşma ile 2017 yılına kadar ilk reaktörü teslim edeceğini kabul ediyor. Rusya 1 yıl içinde tüm lisansları alsa bile bu 2011 sonu demek. Bu durumda 5 yıl içinde reaktörü inşa etmesi gerek. Sonra da test aşamasına geçecek ki; 2017'de ilk elektrik şebekeye verilsin. Bu durumda kaza riski çok yüksek. Rusya benzer bir modeli Çin'de 9 yılda inşa etmesine karşın Çin yetkilileri santralin kalitesi konusunda kaygı duyduklarını açıkladı. Son olarak Bulgaristan da Rusya ile anlaşmasını bozdu. Çin ise Tianwan'da inşa edilen AES-91 reaktöründe güvenlik riskleri doğuran kalite bozuklukları olduğunu saptadı. Reaktörün inşası 10 yıl sürdü.
Anlaşmada nükleer güvenliğe yönelik hiçbir net ölçüt konulmuyor. Nükleer güvenlikten sorumlu kurum olan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK), hem Başbakan'a hem enerji bakanlığına, hem de Rus şirketine bağımlı kılınıyor. İstediğiniz yere çekebileceğiniz baskı altında bir kurum. Oysa, TAEK Türkiye yasalarına göre nükleer güvenlikten sorumlu. Bu sorumluluğun tüm siyasi etkenlerden bağımsız çalışması gerek.
Atıkları işleyecek tesis yok!
Anlaşmaya göre nükleer atıkların Rusya'ya işlenmek üzere gönderilmesi bir zorunluluk değil ve başka bir anlaşmaya tabii. Rusya'nın henüz VVER 1200 atıklarını işleyecek bir tesisi yok. Bu tesis 30 yıldır inşa halinde. Nükleer santralin ilk ünitesi devreye girdiğinde bu tesisin de açıldığını varsaysak bile risklerle karşı karşıyayız. Nükleer atıklar gemilerle taşınarak boğazlardan geçirilecek. Olası bir kazada Türkiye'nin İstanbul gibi nüfus yoğunluğu en yüksek bölgelerinde, Çanakkale gibi şehirlerimizde veya Antalya gibi turizm merkezlerinde bir felaket meydana gelebilir.
NÜKLEER PAHALI, TEHLİKELİ VE ÖLÜMCÜLDÜR!
NÜKLEER ENERJİ NÜKLEER SİLAH İÇİNDİR!
NÜKLEERE SANTRALLARA HAYIR!
BAŞKA BİR ENERJİ MÜMKÜN!
KÜRESEL EYLEM GRUBU