Mahkeme, daha 9 gün önce işletmeye alınan reaktörün, bir depremde halkı radyoaktiviteye maruz bırakacağına hükmetti. Hükümetimizin bilgilerine...
Dünkü Radikal'in 2. sayfasında BBC - Tokyo mahreçli haberi aynen aktarıyorum:
"Japonya'da bir mahkeme, ülkenin 2. büyük nükleer reaktörünün kapatılmasına karar verdi. Nükleer reaktör en son inşa edilenlerden biriydi.
Karar, reaktörün şiddetli bir depremde yıkılmasından endişe eden yerel halkın açtığı bir davada alındı. Davanın yargıcı, reaktörün depremlere dayanıklı olmasını gerektirecek standartta inşa edilmediğine ve bir deprem olduğunda, yerel halkı radyoaktiviteye maruz bırakacağına hükmetti. Ülkede, halen faaliyet gösteren yaklaşık 54 reaktörün de depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle çeşitli kampanyalar yürütülüyor. Dünyanın jeolojik olarak en hareketli yerlerinden biri olan Japonya'da, deprem bölgesi olmayan bir noktada nükleer reaktör yapımının çok zor olduğu belirtiliyor."
İmrendiğimiz ülke
Bizim hükümetin tam da 5 reaktörlük kapsamlı nükleer programı açıklamaya hazırlandığı şu günlerde gerek Enerji Bakanı Hilmi Güler, gerekse Başbakan Erdoğan'ın dikkatlerine, şu hatırlatmaların eşliğinde sunarım:
1) Türkiye gibi Japonya da deprem ülkesi
2) Japonya, Körfez Depremi sonrasında bizimkiyle aynı şiddetteki depremleri çok cüzi kayıplarla atlattı diye örnek gösterip imrendiğimiz ülke.
3) Halkın her türlü güvenliğinin sağlanması açısından Japonya, dünyanın önde gelen ülkelerinden. Daha 1 ay önce, Balıkesir'de belediyenin üstünü açık bıraktığı kanalizasyon çukuruna 2 çocuğun düşerek öldüğü Türkiye ile hiç benzerliği yok!
Konu ülkemizde de güncel olduğu için, Radikal'in kaynak gösterdiği BBC World'den, bu önemli haberle ilgili şu ek bilgilere ulaştık:
Reaktör, Tokyo'nun kuzeybatısında. Adı Shika 2. Henüz 9 gün önce işletmeye alınmış. Ancak yöre halkı 6.5 yıl önce, daha reaktörün temeli bile atılmadan mahkemeye başvurmuş.
Nükleer kazalar
Daha 3 gün önce de Japonya'da bir başka nükleer santralin atık ünitesinde yangın çıkmış ve 2 kişi yaralanmıştı. Yöre halkı radyoaktivite sızıntısından endişe ederken, santrali işleten şirket, küller çelik depolarda saklandığı için radyoaktif sızıntıya ihtimal vermediklerini ifade etmişlerdi.
Japonya'da 2004'te de Mihama adlı reaktörde paslanan bir borunun parçalanarak, içindeki buharlı kaynar suyun işçilerin üzerine fışkırması sonucu, reaktörde çalışan 5 işçi ölmüştü.
ABD ve Fransa'dan sonra
Japonya, Amerika ve Fransa'nın ardından en fazla nükleer santrale sahip ülke. Dünyadaki 442 nükleer santralden 104'ü ABD, 59'u Fransa, 55'i Japonya'da. Ne var ki ABD, elektriğinin ancak % 20'sini bu 104 santralden elde ederken, doğal kaynak fakiri Japonya, elektrik enerjisinin % 33'ünü nükleer enerjiden sağlıyor.
Shika'nın işletici firması, kapatma kararına itiraz ederken, hakimlere
4 koldan yoğun baskı yapılması da bekleniyor. Zira bu yepyeni santralde kapılara kilit vurulması, söküm masrafıyla birlikte 7 - 8 milyar doların sokağa atılmasıyla kalmayıp, bir deprem ülkesi olan Japonya'da faaliyette bulunan diğer 54 nükleere santralin geleceği açısından da soru işareti yaratabilir.
Meral Tamer