Atmosferik karbondioksit salınımlarının, dünyanın doğal “yutak”larının karbonu emme becerisinin önüne geçmiş olduğuna dair bugüne kadarki en güçlü kanıt bu hafta Nature Geoscience adlı dergide yayımlandı.
Küresel Karbon Projesi (Global Carbon Project) şemsiyesi altındaki uluslararası bir araştırma ekibi geçtiğimiz 50 yıl boyunca küresel karbondioksit salınımlarının her yıl atmosferde kalan payının ortalama olarak %43 olduğunu, geri kalanın ise Dünya’nın karalar ve okyanuslardaki karbon yutaklarınca tutulduğunu bildiriyor. Bu süre boyunca söz konusu pay, büyük ihtimalle %40’tan %45’e yükseldi ki bu da doğal yutakların verimliliğinde bir düşüşe işaret ediyor. Ekip, yutakların iklim değişikliğine ve değişkenliğine tepki verdiğine dair kanıtlar sunuyor.
Biliminsanları, 2000 ile 2008 (verilerin mevcut olduğu en son yıl) arasında fosil yakıtlardan kaynaklanan küresel karbondioksit salınımlarında %29’luk bir artış olduğunu ve küresel ekonomik gerilemeye rağmen salınımların 2008 yılı boyunca %2 arttığını bildiriyorlar. Yakıt olarak kullanılan kömür miktarı artık petrolü geride bırakmış durumda ve kalkınmakta olan ülkeler şu anda kalkınmış ülkelerden daha fazla sera gazı salınımına neden oluyorlar. Söz konusu ülkelerin salınımlarındaki artışın dörtte biri Batı ile artan ticaret ile açıklanıyor.
Baş yazar, East Anglia Üniversitesi’nden ve British Antarctic Survey’den Prof. Corinne Le Quéré şöyle diyor: “Küresel iklim değişikliğini kontrol altına almanın tek yolu küresel karbondioksit salınımlarının keskin bir şekilde azaltılmasından geçiyor. Dünya’nın karbon yutakları karmaşık ve anlayışımızda, özellikle de insan kaynaklı karbondioksit salınımları ile atmosferik karbondioksit yoğunlukları arasında yıl bazında bağlantı kurma becerimizde bazı boşluklar var. Ancak eğer karbon yutakları konusundaki belirsizliği azaltabilirsek verilerimiz iklim değişikliğini azaltma politikalarımızın etkinliğini doğrulamak için kullanılabilir.”
Çalışmanın başlıca bulguları şunları içeriyor:
- Fosil yakıtların yakılmasından kaynaklanan karbondioksit salınımları 2007-2008 arasında %2, 2000-2008 arasında %29 ve Kyoto Protokolü’nün referans yılı olan 1990 ile 2008 arasında %41 oranında artmıştır.
- Fosil yakıtların yakılmasından kaynaklanan karbondioksit salınımları 2000 ile 2008 yılları arasıda yıllık ortalama %3.4’lük bir oranda artmıştır. Bu oran 1990’larda %1’dir.
- Arazi kullanımı değişikliğinden kaynaklanan salınımlar 2000 yılından bu yana hemen hemen sabit kalmıştır; ancak şuanda insan kaynaklı karbondioksit salınımlarının toplam miktarının önemli ölçüde daha küçük bir oranına denk gelmektedir (2000’de %20’ye karşılık 2008’de %12).
- Atmosferde kalan toplam karbondioksit salınımlarının payının 1959’dan bu yana %40’tan %45’e yükselmiş olması muhtemeldir; modeller bunun doğal karbondioksit yutaklarının iklim değişikliği ve değişkenliğine verdiği tepkiden kaynaklandığını göstermektedir.
- Kömürden kaynaklanan salınımlar artık hakim fosil yakıt salınımı kaynağı olup 40 yıllık petrol salınımı hakimiyetini geride bırakmıştır.
- Finansal krizin 2008’deki salınım artışları üzerinde küçük ancak farkedilir bir etkisi olmuştur: daha önceki yedi yılın %3.6’lık ortalamasına karşın bu yıl artış %2 olmuştır. GSYİH’de öngörülen değişikliklere dayanarak 2009 yılında salınımların 2007 yılındaki düzeylerine düşmesi ve 2010’da tekrar artması beklenmektedir.
- Çin ve Hindistan gibi gelişmekte olan ekonomilerin salınımları 1990’dan bu yana iki kattan fazla artmıştır ve şu anda kalkınmakta olan ülkeler kalkınmış ülkelerden daha fazla sera gazı salmaktadır.
- Kalkınmakta olan ülkelerin salınımlarındaki artışın dörtte biri mal ve hizmetlerin uluslararası ticaretindeki artış ile açıklanmaktadır.
Araştırmacılar iklim değişikliğini kontrol etmeye yönelik küresel eylemin bağımsız bir şekilde izlenebilmesi için karalar ve okyanuslardaki karbondioksit yutaklarını daha iyi anlamamızı sağlayacak daha fazla çalışma yapılması çağısında bulunuyorlar. Yutakların iklim değişikliği üzerinde temel bir etkisi var ve insan kaynaklı karbondioksit salınımları ile atmosferdeki karbondioksit yoğunluğu arasındaki bağı anlamak açısından önem arz ediyorlar. Ancak şimdiye kadar biliminsanları yutaklar tarafından emilen karbondioksit miktarlarını atmosferik karbondioksit yoğunlaşmalarındaki yıllık değişimlerin tümünü açıklamaya yetecek düzeyde bir doğrulukla hesaplamayı başaramamışlardır ve bu da biliminsanlarının karbondioksiti azaltma politikalarını izleme becerisini engellemektedir.
Daha fazla bilgiye Global Carbon Project’in Web sitesinden ulaşılabilir: http://www.globalcarbonproject.org/
Basın Bülteni: http://www.antarctica.ac.uk/press/press_releases/press_release.php?id=1051
Çeviren, Zeynep Kökkaya
17 Kasım 2009