Nuran Yüce,
Mevzu nükleer olunca hükümetlerin, bakanların sadece yalan söylemek zorunda kaldıklarının farkında mısınız? Yalanların haddi hesabı yok. Çünkü bu teknolojinin tarihi yalanlar üzerine kurulu. Gerçekler olduğu gibi söylense emin olun şuanda diğer ülkelerde kurulu olan santrallerin hiçbiri olmazdı.
Bugün gündemimizi nükleer santrallar belirlemezdi. Bizlerde 3 Haziran’dan beri Taksim meydanında gece gündüz kalmazdık. Taksim Meydan’ında olma nedenimiz nükleer santral istemeyen Türkiye halklarının %64’ünün kararlılığını göstermektir.
Başbakan istediği kadar bizim için “ bir avuç çevreci” desin, istediği kadar nükleere hayır diyenler mumlara mahkûm kalacaklar, çayda çıra oynayacaklar desin. Bu ülkede nükleer santral kuramayacaklarını onlarda bal gibi biliyorlar. Bence girdiler bir yola nasıl dönsek diye kıvranıyorlar. İlk sinyal Bakan Taner Yıldız’dan geldi. Valla bakan bey için üzülüyoruz. Kendisi nükleer santral kurma konusunda hakkını yemeyelim çok çaba sarf etti. O ülke senin bu ülke benim koştu durdu. Onun için ÇED raporunun 25 yıl önce alınmış olmasının, anlaşmaların hukuksuz olmasının önemi yoktu. Bunlara hiç aldırmadı. Tam her şeyi kendince kitabına uydurmuşken birden Japonya’da 9 büyüklünde bir deprem her şeyi altüst etti. Bunu bir felaketin ardından söylemek kötü ama biz demiştik “ nükleer santrallar çatlar patlar”. İster teknolojik arızalardan kaynaklı olsun, ister insani hatalardan, isterse doğal afetlerden dolayı olsun bu santrallerin her an başlarına bir kaza gelebilir. Fukuşima’ya dönüp bir bakın. Hadi siz, elektrik elde edeceğiz diye, enerji ihtiyacını karşılayacağız diye milyonlarca insanı, gelecek nesilleri, ekolojik dengeyi göz ardı edebiliyorsunuz. Ama sizin önem verdiğiniz ekonomik kayıplar. Japonya ekonomisinin uğradığı mali kayıp tarım, balıkçılık sektörün uğradığı zararları da mı görmüyorsunuz?
Şimdi bakan bey daha açamadığı nükleer santralın kapanma tarihini açıkladı. Kuracakları nükleer santralları 2071’de kapatacaklarını söyledi. Kendisi açısından ne kadar talihsiz bir açıklama. Bakan beye sormazlar mı; ne oldu, geleceğin, ucuz, verimli, teknolojik kalkınma tutkunuzun biricik enerji kaynağını daha kurmadan kapatma planları yapıyorsunuz. Yoksa bu söyledikleriniz gerçek değil miydi? Bakan bey ayrıca “nükleer konusunda iyi piar yapamadık, halkı aydınlatamadık” demiş. Bakan bey nükleer santralların ne anlama geldiğini tüm dünya biliyor bir tek siz ve sizin gibi nükleer lobilerin sözcüleri, ekonomik büyüme tutkusuyla yanıp tutuşan bunun için tüm doğal kaynakları arsızca sömürüye açan, her bir dereye baraj kurmak isteyen, her bir dağı maden aramaları için delik deşik eden, iklim değişikliği mi o ne deyip, timsah göz yaşları dökenler bilmiyor sadece. Halkın piar çalışmasına gerek yok bakan bey. Sizin bir an önce gerçek dünyaya dönüp, nükleer santralların gerçek dünyasıyla tanışmanıza ihtiyaç var.
Yine bakan beyin talihsiz bir açıklaması olmuştu. Fukişima’dan sonra diğer ülkeler nükleer santrallarını kapatmayı konuşurken, Bakan bey hemen araya girmiş ve yok böyle bir şey kimsenin nükleerden vazgeçtiği yok demişti. Çok kısa bir süre sonra Almanya’dan resmi açıklama geldi. Almanya’da en eski 7 reaktör Fukuşima’dan sonra zaten üç aylığına kapatılmıştı. Alınan karar sadece bu reaktörün sonsuza dek kapatılmasını değil toplam 17 reaktörü içermekte. 2022 yılında Almanya’da çalışan nükleer santral olmayacak. Dünyanın en büyük dördüncü ekonomisi ve elektiriğinin yüzde 28’ini nükleer santralden sağlayan bir ülkeden böyle bir kararın çıkmış olması ne yapalım bakan beyin talihsizliğini derinleştiriyor.
Bakan beyi depresyon çukuruna sürükleyecek yeni bir açıklamada İsviçre’den geldi. İsviçre yapmayı planladığı üç yeni reaktörü iptal ettiğini, hali hazırda çalışan ve elektriğini %38’ini elde ettiği beş nükleer reaktörünü 2034’te kapatacağını açıkladı, nükleersiz İsviçre dedi. Şimdi gözümüz kulağımız İtalya’da birkaç gün sonra İtalya’da birçok konuyu kapsayan bir referandum yapılacak. Berlusconi hükümeti referandum yapılmasını hiç ama hiç istemedi. Fukuşima felaketinin üzerinden zaman geçmesini insanların bu felaketin unutmalarını bekliyordu. Çernobil felaketinden sonra yine bir referandum yapılmış ve İtalya’da dört nükleer reaktörün kapatılması kararını referandum ile almıştı.İtalya’dan bizleri sevindirecek yeni nükleer santraların yapmama kararını dört gözle bekliyoruz.
Bizler nükleerli bir geleceğe mahkûm olmadığımızı biliyoruz. Tüm insanlık ve canlı yaşamı için, gezegenimiz için ise acilen yapılması gerekenin hızla yenilenebilir enerji kaynaklarına geçilmesi, fosil yakıtların bir an önce tarihin çöplüğüne gönderilmesi gerektiğini söylüyoruz. İklim değişikliğini durdurmak için en önce yapılması gerekeninin yenilenebilir enerji kaynakları kullanmak olduğunu ama sadece bunu yapmanın yine de çözüm oluşturmayacağını da söylüyoruz. Enerjiyi verimli ve tasarruflu kullanmanın yanı sıra adil, eşitlikçi yeni bir toplumsal yapılanmaya şirketlerin değil, insanlığın da parçası olduğu doğanın çıkarlarını savunacak bir yapılanmaya ihtiyacımız var. Bunu kurmak içinde mücadele edeceğiz.