Kaynak: Açıkradyo, 23 Haziran 2011
Sivil itatsizlik çağrısı
Sevgili Dostlar,
Bu, internet çağında alışık olduğumuzdan daha uzun bir mektup olacak- zira son derece ciddi bir konu.
Sözün kısası: Sizden zor bir şey yapmayı düşünmenizi istiyoruz; yazın en bunaltıcı ve sıcak haftalarında Washington’a gelmenizi ve büyük ihtimalle tutuklanmanıza neden olacak olan sivil itaatsizlik eylemine katılmanızı.
Daha uzun bir deyişle:
Bildiğiniz gibi, gezegenimiz sürekli ısınmaya devam ediyor: 2010 kaydedilmiş en sıcak yıldı ve hepimiz bunun sonucunda dünyanın neredeyse her köşesinde çıkan kargaşayı gördük. Temiz enerji taraftarlarından oluşan bir ortak yönetim, zehirli olduğu söylenen katran kumu petrolünü Kanada’dan Birleşik Devletler’e taşımak için yapılması önerilen boru hattını kınamak amacıyla, Temmuz 2010’da Washington D.C’de Kanada Elçiliği’nden Beyaz Saray’a yürüdü.
Ve yine bildiğiniz gibi, demokrasimiz, sadece kısa vadeli kazançlarla ilgilenen çıkar sahiplerinin giderek daha fazla denetimi altına giriyor.
Bu eğilimler bu yaz, Dışişleri Bakanlığı ve Beyaz Saray’ın dünyadaki en büyük bazı fosilyakıt oyuncularına ‘ulusal hazine’ belgesi verip vermeyeceğine karar vermek zorunda olduğu Washington’da çarpışıyor. Bu şirketler, Kanada’dan katranlı kumları Texas’taki rafinerilere getirecek olan ‘Keystone XL Boru Hattı’nı inşa etmek istiyorlar.
Bu projeye korkunç demek ciddi anlamda hafif kaçar. Katran kumu yerli halkların yaşam düzenini bozarak Alberta’nın çok büyük kısmını harap etti- Kanada’daki yerli toplulukları ve Birleşik Devletler’deki boru hattı rotasındaki kabileler yıkımın durmasını talep ettiler. Boru hattı, Oglalla Akifer’i gibi bir petrol sızıntısının felakete yol açacağı hayati önemi olan alanlardan geçiyor- ve boru hattı şirketleri her ne kadar sadece 7 yılda bir sızıntı yapabilecek en çağdaş teknolojiyi kullandıkları konusunda ısrar etseler de, öncü boru hattı ve pompalama istasyonları gecen yıl defalarca sızıntı yaptı. Sadece bu yerel etkiler böyle bir planı engellemek için yeterli neden teşkil eder. Tabii Keystone Boru Hattı, kıtanın en büyük karbon bombasını ateşlemek için 1500 millik bir fitil de olabilir ve bu, hepimizin yerli olduğu tek yer olan gezegenimizin ısınması son bir kez daha tetiklemek için daha hızlı ve kolay bir yol.
Alberta’nın kazanılabilir katran kumlarında ne kadar karbon yatıyor? Önde gelen bilim insanlarımızın yakın zamanda yaptığı hesaplamalara göre milyonda 200 parçacık sayısı kadar. Yeni boru hattıyla bile hemen bir gecede o kadar yakamayacaklar, ama bunun gibi her gelişme daha fazla petrol çıkarılmasını kolaylaştırıyor. İklim Bilimci Jim Hansen’in ( bu mektubu imzalayanlardan biri) açıkladığı gibi, sabit bir iklime dönmek için bir sansımız varsa, “Bunun başlıca önkoşulu karbon salımlarının 2030’a kadar bitirilmesi ve katran kumları gibi geleneksel olmayan fosilyakıtları yeryüzünde bırakmaktır”. Başka bir deyişle şçyle ekliyor; “Eğer katran kumları işin içine girerse, aslında oyun biter.” Keystone Boru Hattı oyunun önemli bir parçası. Bir iktisatçı ve Calgary’deki AJM Petrol Ürünleri Danışmanları’nda başkan yardımcısı olan Ralph Glass gecen hafta Kanada’nın bir gazetesine, “Eğer, Keystone XL ile yapacağımız gibi pazara daha fazla erişim sağlayamazsak, tıkanıp kalacağız,” dedi.
Tüm bunlara bakarak, Obama yönetiminin bu boru hattına izin vermesine imkân olmadığını düşünürdünüz. Ancak son bir kaç ayda Başkan, Alaska’nın büyük bölümünü petrol sondajına açan ve Wyoming’deki federal topraklarda, 300 enerji santralinin tam kapasite çalışmasıyla açığa çıkacak kadar karbondioksit üretecek olan kömür madenciliğine izin veren kâğıtlar imzaladı.
Ve Dışişleri bakanı Clinton çoktan boru hattının ilerlemesini tavsiye etmeye “yatkın” olduğunu söyledi. Kısmen, yüksek petrol fiyatları yüzünden çıkan siyasi kargaşadan dolayı daha fazla katran kumu petrolü bu tabloyu değiştirmeyecek olsa da. Ama bu aynı zamanda endüstrinin yoğun baskılarından dolayı oluyor. TransCanada Boru Hattı, Keystone’un ardındaki şirket, projenin baş lobicisi olarak, Clinton’ın başkanlık kampanyasında ulusal yönetici yardımcısı olarak hizmet etmiş Paul Elliot isimli bir adamı ise aldılar. Bu arada, siyasi kampanyalara Cumhuriyetçi Parti Ulusal Alt Kurulu (RNC) ve Demokratik Parti Ulusal Alt Kurulu’nun (DNC) beraber toplam ayırdıklarından daha fazla kaynak ayıran ABD Sanayi ve Ticaret Odası, yönetimin “Keystone XL boru hattının onaylanması için hızlı hareket etmesini” istedi ki bu o kadar da şaşırtıcı değil. ABD Çevre Koruma Ajansı’na, eğer gezegen ısınırsa bunun sorun olmayacağını çünkü insanların fizyolojilerinin bununla bahsetmek için uyum sağlayabileceğini söylediler. Koch Kardeşler de, söylemeye gerek yok, planın arkasındalar, ve bundan büyük kâr elde edebilirler.
Yani, Keystone Boru Hattı’nın ciddi baskı olmadan Washington’dan izin alacağından oldukça eminiz. Çevreci gruplardan oluşan harika bir koalisyon kıta çapında güçlü bir kampanya geliştirdiler- Cree ve Dene yerli önderlerinden Nebraska çiftçilerine kadar insanlar topraklarının yok edilmesine karşı seslerini yükselttiler. Onlara katılmalıyız, her ne kadar bu boru hattı kendi evlerimizin yanından geçmeyecek olsa da ortak evimiz- yeryüzü üstüne yağacak karbon tarafından harabeye çevrilecek.
Ve başka bir şey daha söylememiz gerekiyor: Şirket güçlerinin gezegenimizin karşı karşıya olduğu en önemli kararları almasına izin vermekten vazgeçme zamanı geldi.
Bu şirketlerle yarışacak paramız yok, ama bedenlerimiz var ve Ağustos’un ortasından başlayarak bir çoğumuz onu kullanacak. İsçi Bayramı’na (ABD’de her yıl Eylül ayının ilk Pazartesi günü kutlanır) kadar her gün, tutuklanma riskini göze alarak Beyaz Saray’a yürüyeceğiz. Bunu bu durumda tutucu olanın biz olduğumuzu ve atmosferimizin bileşimini değiştirecek olan düşmanlarımızın da tehlikeli köktenciler olduğunu göstererek vakur bir şekilde yapacağız. Bir iş toplantısına gidecekmiş gibi giyinip gelin- bu aslında ciddi bir is. Ve size bir ipucu daha- eğer 2008 kampanyası boyunca Obama rozeti taktıysanız, neden yeniden takmıyorsunuz? Biz hâlâ, seçilirse “okyanusların yükselmesinin yavaşlayacağını ve gezegenin iyileşmeye başlayacağını” söyleyen genç senatörün sözüne inanmayı çok istiyoruz. Hangi bürokratik inat ve pazarlıklar bu çabaları raydan çıkardı anlamıyoruz, ama destekçiklerinden secimden sonra devlete değişim için baskı yapmaya devam etmelerini rica ettiğini hatırlıyoruz. Ne yapabiliyorsak yapacağız.
Ve bir şey daha: Bu kavgada ön saftaki neferlerin sadece üniversite öğrencileri olmasını istemiyoruz. Şimdiye kadar iklim değişikliği konusunda önderlik yaptılar- baharın başlarında 10,000 öğrenci DC’ye, Powershift eyelemi için geldi. Bu ay Batı Virginia’da “mountain top removal” (dağların zirvelerini keserek topografyayı değiştiren bir madencilik yöntemi) yöntemine karşı çıkmak için yürüdüler; Tom DeChristopher yaratıcı eyleminden dolayı Utah’ta hayat boyu hapisle karşı karşıya. Şimdi hayatını atmosfere karbon boca ederek geçirmiş olan ve kariyerleri bir tutuklanma kaydıyla o kadar zarar görmeyecek olan insanların da harekete geçme zamanı. Bu mektubu imzalayanlardan çoğumuz bu işin kıdemlileriyiz, ve artık yaşlıların yaşlı gibi davranma zamanı geldi de geçiyor. İstemediğimiz bir şey var o da yıkım: eğer heyecanını kontrol edemiyorsan bu hareket sana göre değil.
Bu tek vuruşluk bir hareket günü olmayacak. Bunun haftalarca devam etmesini planlıyoruz, Eylül’de yönetimin boru hattına kanunen izin vereceği ya da reddedeceği güne kadar. Hepimiz tutuklanamayız- bu mektubun imza sahiplerinin yarısı Kanada’da yaşıyor ve ABD’ye girişlerinin yasaklandığını öğrenebilirler. Ama biz ABD’deki Kanada konsoloslukları ve Kanada’daki ABD konsoloslukları önünde dayanışma gösterileri düzenliyor olacağız- karar vericilerin izlendiklerini bilmeleri lazım.
Bu savaşı kazanmak iklimi kurtarmayacak. Ama kaybetmek alıp başını giden iklim değişikliğinin artması anlamına gelecek- bu sene gördüğümüz, bitmek bilmeyen sellere ve kuraklıklara katlanacağımız anlamına. Ve biz siyasi gelecek için de savaşıyoruz- kararların siyasi bağlantılara değil bilime ve akla dayanarak verilmesi için. Bir yerden başlamak zorundasınız, ve biz buradan başlamayı seçiyoruz.
Eğer bu hareketin parçası olabileceğinizi düşünüyorsanız, buraya kayıt olun. Planlar kesinleştikçe bir kaç hafta içinde sizinle şiddetsizlik eğitimi ile ilgili iletişime geçeceğiz; çeşitli çevre ve demokrasi kampanyalarında çalışan meslektaşlarımız hazırlıkları yönetiyor olacak.
Çok şey istediğimizi biliyoruz. Üzerinde çok sıkı ve uzun düşünmeniz lazım, ve dua etmeniz, eğer dua eden türdenseniz. Ama bize göre, bu savaşa olabilecek en ciddi biçimde katılmak bir külfet olduğu kadar bir ayrıcalık da. Umarız bize katılırsınız.
Maude Barlow, Wendell Berry, Tom Goldtooth, Danny Glover, James Hansen, Wes Jackson, Naomi Klein, Bill McKibben, George Poitras, David Suzuki, Gus Speth
Not: Lütfen bu mektubu ilgilenebileceğini düşündüğünüz herkese iletin. İstediğimiz şeyin kolay olmadığının farkındayız, ve dikkate aldığınız için minnettarız.
23 Haziran 2011’de CommonDreams.org'da yayınlandı.
Metni çeviren Selen Yıldız