1) Tarihidir: . John Kerry, New York Times gazetesinde yayımlanan yazısında anlaşmayı açıklayan ifadesinde haklıydı. Çin ve Amerika’nın iklim değişikliği üzerine yaptığı anlaşmayı ‘tarihi’ olarak ifade ederken haklıydı. İlk defa, gelişmekte olan bir ülke emisyon sınırlamasını kabul etti. Bu duruma, uluslararası iklim değişikliği görüşmelerinin ileriye doğru yol alması için gereksinim duyuluyordu
2) Bağlayıcı değildir: Bu anlaşmayla Başkan Obama, gelecek Amerika başkanları ve kongrelerin kullanacağı bir borç senedi yazmış oldu (Çin Devlet Başkanı Xi Jinping de Çin Komünist Partisi Merkez Politbürosu için aynı şeyi yaptı). Her iki ülke de hedeflere ulaşmak için harekete geçerse bu anlaşmanın bir anlamı olur, ancak bu durum şu anda söz konusu değil. Önümüzdeki dönemlerde hedeflere ulaşmak için çok yoğun çalışılması gerekiyor.
3) İhtiyaç duyulduğu anda yenilenebilen enerjinin hazır olduğunun kanıtıdır: Çin, 2030’a kadar enerji üretiminin %20’sini temiz enerji kaynaklarından üreteceğini belirtti. Bu sadece mümkün değil, aynı zamanda kolay da. Bunun farkındalar, çünkü son 10 yılda güneş enerjisi panellerinin maliyetini yüzde 90 azaltarak, üretimi kökten değiştirdiler.
4) İklim probleminden kurtulmamızı sağlamaz: Ortalama sıcaklık artışı bir dereceye yaklaştı. Bu durum, muazzam miktarda buzul erimesi için yeterli oldu, hava şartlarının zıvanadan çıkmasından bahsetmiyorum bile. Hedeflenen sıcaklık artışının bunun iki katından fazla olması aptallık. Ancak, yine de, iki tarafın en azından bir fiyasko olan Kopenhag Konferansı’nın tek ufacık başarısı olan 2 derece hedefini zayıflatmamaya karar verdiğini görmek güzel.
5) Diğer ülkeler üzerine baskı kurmak için iyi bir yoldur: Herhangi bir hedefe imza atmaktan kaçınan Hindistan’dan yeni döndüm. Ancak, yine de anlaşmadan çıkarılacak ders şu: Gerçek dünya liderleri en azından iklim hakkında konuştuklarını göstermeliler ve seneye Paris’te gerçekleşecek olan küresel görüşmelerin daha enteresan hale gelmesi için zemin hazırlamalılar.
6) Obama’nın Keystone boru hattı gibi konulardan kurtulmasını sağlamaz: Eğer Obama bu çeşit hedeflerinde ciddi ise, buna dair adımlar atması gerekiyor. Yeni boru hatlarını onaylaması veya yeni sondaj çalışmalarına yetki vermesi durumunda, anlaşmayı bir yükümlülük olarak görmediğini göstermiş olacak. İçki içmemeyi savunup bir kasa bira almak şaşırtıcı bir durum olur doğrusu.
7) Fosil yakıt yatırımcılarının güvenli alan arayışlarının devam etmesi gerektiğini hatırlatır: Fosil yakıt alanındaki yatırımların geri çekilmesi hareketi hız kazanırken kendini yalnızca ahlaki bir zeminde konumlandırmıyor. Geleceğin eski enerjiler için yokuş aşağıya giden bir eğride konumlanmak anlamına geldiğini de iddia ediyor. Bu da yatırımcılar için ciddiye alınması gereken bir tehlike işareti.
8) Konulan hedef hiçbir şekilde esnek değildir: Hedeflenen rakamlara ulaşmak oldukça kolay. Bu rakamlardan kuşkulanmak isterseniz, gerçekten karbon emisyonunu azaltmayı hedeflemek yerine emisyon azaltılmasında bir alt değer koymaya ve fosil yakıtlardan uzaklaşmayı yönetmeye çalıştıklarını söyleyebilirsiniz. Mesela Almanlar, 2020’lerin ortalarında enerjilerinin %60’ını temiz kaynaklardan üretirken, biz hala karbon emisyonlarını milim milim azaltmaya çalışıyor olacağız.
9) İşin aslı şu ki, toplumsal hareketler işe yarıyor: Başkan Obama, anlaşmada kutsallaştırdığı, 2050 yılına kadar karbon emisyonlarını %80 azaltma hedefini ilk olarak 2007 yılında başkanlığa adayken, bu hedefin ülke çapında gerçekleşen 1,400 gösteride talep edilmesinden bir hafta sonra, desteklemişti. Çin ve ABD arasındaki anlaşmanın yapılması ise tarihteki en büyük küresel iklim gösterilerinden yedi hafta sonra ve Çin’deki hava kirliliğinden dolayı süregelen huzursuzluklar devam ederken oldu.
10) Diğer bir deyişle, medeniyetimizin ciddi bir kaybetme tehlikesi içinde bulunduğu, yaşanabilir bir iklim uğruna verilen savaştan geriye küçük bir adım bile atılamaz: Bunun bir son değil de bir başlangıç olmasını istiyorsak, bu beyefendilerden sonra gelen liderleri bilimin taleplerini karşılamaya zorlayan daha büyük ve güçlü toplum hareketleri oluşturmalıyız. Bugün, bir pankart taşımış, dilekçe imzalamış ve hapse girmiş herkes için bir başarıdır ve ilerleme yolunda birçoklarının bize katılması için de bir çağrıdır!
Yazının İngilizce Orjinali
Yazar: Bill Mckibben
Yeşil Gazete, 18 Kasım 2014,
Çeviren: Bahar Baştüzel