Teknolojinin gelişmesiyle birlikte insanların doğaya verdiği zararın boyutu tanımlanamayacak boyutlara ulaştı. Öyle ki, tekerleğin bulunmasından otomobilin yapımına kadar geçen yaklaşık 10 bin yıllık süreç boyunca bile bu kadar zarar görmemişti doğa. İlk 500 milyon yıllık yaşamında insan nüfusu 1 milyara ancak ulaşmışken (1850'ler), şu anki nüfus 6 milyarın üzerinde.
Hızla artan dünya nüfusunu besleyebilmek için tarıma ağırlık verilmesi ve barınma için yeni yerleşim alanlarının açılması ile birlikte dünyadaki diğer türlerin doğal yaşam alanları hızla işgal edildi. Daha fazla tarım alanları açmak için ormanlar talan edildi, çölleşme arttı. Avcılık, hayvanlardan ürün elde edilebilmesi ve bunların ticareti birçok hayvan neslinin tükenmesine yol açtı ya da tükenme noktasına getirdi. Sanayi devriminden bu yana atmosferdeki CO2 oranı hızla arttı.
İklim değişikliği dönülemez düzeye ulaştı. Doğanın tüm zenginlikleri insanın kendisine ulaşmasıyla tükenişe geçti. Diğer sebeplerse insanın ortaya çıkardığı türevler.
Doğal yaşam alanlarının azalmasıyla birçok türün kendi yaşanabilir ortamını yitirmesi doğal dengeyi bozdu. Değişiklik gösteren iklim koşulları hayvanları göçe zorladı, göç edemeyenler uyum sağlayamadıkları için nesillerini devam ettiremiyor. Sıcaklık artışının da etkisiyle yeni hastalıklar türemeye başladı. Temiz su kaynakları azaldı. Sağlıksız sulardan her gün 25 bin insan ölüyor.
Nesli tükenmekte olan hayvanlar listesine sadece 2006 yılında 530 tür eklenmiş. Canlıların yaşam alanlarının talan edilmesi kesilip onlar için yeni yaşam alanları yaratılamazsa, canlı türlerinin %30'u çok yakın bir gelecekte yok olacak.
Uluslararası Doğayı Koruma Birliği, geçtiğimiz günlerde yayımladığı "Değişim Geçiren Dünyada Yabani Türler" başlıklı raporunda, kırmızı listesine aldığı nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan 44.838 türe değiniyor. Raporda, dünya genelinde en az 16.928 hayvan ve bitki türünün yok olma tehlikesiyle karşı olduğu, memelilerin neredeyse dörtte birinin, amfibiyenlerin (hem karada, hem suda yaşayabilen canlılar) üçte birinin ve her 8 kuş türünden birinin neslinin tükenmekte olduğu belirtildi ve bu canlıların iklim değişikliğine dayanamayacağı vurgulandı.
Birlik'ten Jean-Christophe Vie şunları söylüyor: "Bu eğilimi tersine çevirebilmek için mücadeleye devam etmeliyiz. Bu kriz, ekonomik krizden ya da bankacılık krizinden daha önemli. Bir sanayi dalını kaybedebilirsiniz, ancak yerine yenisini kurabilirsiniz. Ancak, doğada bir şey kaybettiğinizde onun yerine bir şey koyamazsınız."
Bunların hiçbiri şans eseri bu dönemde yaşanan şeyler değil. Dünyanın sonu geliyor ve hükümetler hâlâ yeterince kalkınamadıklarından şikayetçi. Çöken sistemin altına para tıkıyorlar. Buna seyirci kalmak dünyanın yok edilişine seyirci kalmaktır. Bunu engellemenin yolu bizden geçiyor. Sokaklarda yüz binlerce insan, hükümetlerden doğaya karşı işledikleri suçları durdurmalarını istediğimizi ve mücadeleden vazgeçmeyeceğimizi haykırırsak kazanabiliriz.
• Son 500 yılda 900'e yakın hayvan ve bitki türünün nesli tükendi. 2004'te bu sayı 784'tü.
• 16.928 türün nesli tükenme tehlikesinde.
• İklim değişikliğinden yılda 315 bin kişi açlık, hastalık ya da doğal afetler yüzünden ölüyor.
• İklim değişikliği her yıl 325 milyon kişiyi ciddi biçimde etkiliyor ve bu sayının gelecek 20 yılda ikiye katlanarak, şu anda 6 milyar 700 milyon olan dünya nüfusunun yüzde 10'una tekabül edeceği tahmin ediliyor.
"Sokaklarda yüz binlerce insan, hükümetlerden doğaya karşı işledikleri suçları durdurmalarını istediğimizi ve mücadeleden vazgeçmeyeceğimizi
haykırırsak kazanabiliriz."
Jean-Christophe Vie (Uluslararası Doğayı Koruma Birliği)
Tuna Öztürk