Küresel Eylem Grubu

İKLİMİ DEĞİL, SİSTEMİ DEĞİŞTİR!

İklim Değişikliğini Durdur

Yalova'da Termik Santrala HAYIR

Yalova’nın sesini duyun: Termik santrala hayır!
Yalova çevre platformu Yalova’da kurulmak istenen termik santrali protesto etti. Galatasaray lisesi önünde yapılması planlanan basın açıklaması yoğun sağanak yağış yüzünden Greenpeace bürosunda yapıldı.
Yalova çevre platformu basın açıklamasında ; Türkiye’nin enerji ihtiyacı bahane edilerek, tüm doğal kaynakların sermayedarların emrine sunulduğunu vurgularken, yapılmak istenen kömürlü termik santralin fay hattı üzerinde olduğunu belirtti.
21. yüzyılda hâlâ enerji için bir seçenek olarak görülen termik santraller küresel ısınmanın en önemli nedenerlerinden biri. Kömürlü termik santraller yaydıkları zehirli gazlarla küresel ısınmayı geri dönüşü olmayan bir noktaya getirirken bulundukları bölgede ciddi hastalıklarına ve çevre talanına sebep oluyor.
Şirketler, kâr hırsıyla Karadeniz, Ege  ve Akdeniz’in vadi, çay ve derelerine saldırıyor. Neredeyse her arkarsunun üzerine hidroelektrik santrali yapılmak isteniyor. Hidroelektrik santralleri tüm insanlığa zarar veriyor. Tarihi eserler ve yerleşim yerleri sular altında kalacak, HES inşaatları için ormanlar kesilecek, dereler kurutulacak.
Kurulması gündemde olan nükleer santraller ise kesinlike iklim değişikliğine çözüm değil. Nükleer santrallerin ucuz olmadığı, inanılmaz derecede karbon salınımına yol açtığı defalarca kanıtlandı. Nükleer atık sorunlarına dünyanın hiçbir noktasında çözüm bulunamıyor. En ufak bir sızıntıda bile çevredeki tüm canlılar tehlike altına giriyor.
Biz Küresel Eylem Grubu olarak toplum yararını değil, şirketlerin kârını düşünen enerji politikalarına karşıyız. Enerji ihtiyacı güneş, rüzgar, jeotermal gibi yenilenebilir kaynaklardan sağlanabilir. İklim değişikliğini durdurmak için hâlâ çok geç değil. Başka bir enerji mümkün!

ŞİMDİ KOŞMA ZAMANI

22-26 Mart Avrupa Sürdürülebilir Enerji Haftası KEG'in basın açıklaması

IKLIM DEĞIŞIKLIĞINI DURDURMAK IÇIN
ADIM DEĞIL KOŞMAK LAZIM
 
 

Biz de dün haber ajanslarından öğrendik. Bengal körfezindeki küçük bir ada küresel ısınma yüzünden yükselen su seviyesinin etkisiyle sulara gömülmüş. Adanın ismi New Moor, üstünde yaşayan yok. Okyanus bilimciler adanın sulara gömüldüğünü uydu görüntüleriyle doğrulamışlar. Artık New Moor isimli bir ada yok.

Devamını oku: ŞİMDİ KOŞMA ZAMANI

İKLİMİ DEĞİL SİSTEMİ DEĞİŞTİR TOPLANTISI

"İKLİMİ DEĞİL, SİSTEMİ DEĞİŞTİR"
KONUŞMACILAR
ÖMER MADRA, GÖKŞEN ŞAHİN, ÜMİT ŞAHİN
 26 ARALIK 2009, CUMARTESİ GÜNÜ, SAAT:16.00
YER: TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI İSTANBUL ŞUBESİ,Katip Mustafa Çelebi Mah. İpek Sok. No:9/2 Beyoğlu

"İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KONFERANSI BÜYÜK BİR HAYAL KIRIKLIĞI İLE SONA ERDİ. KOPENHAG'DAN ÇIKAN UMUT VERİCİ TEK ŞEY" İKLİM ADALETİ" KAVRAMI ÇEREÇEVESİNDE OLUŞAN DÜNYA ÇAPINDAKİ KİTLESEL SİVİL HAREKET"
 
7-18 Aralık Kopenhag İklim Zirvesi'nde  resmi görüşmeleri yakından takip eden,  Klimaforum09'un ve eylemlerin içinde yer alan üç aktivistin anlatımlarıyla Kopenhag sürecini değerlendirip, iklim hareketinin bundan sonraki mücadelesini konuşacağımız toplantıya herkesi bekleriz.
 
KÜRESEL EYLEM GRUBU
 

12 Aralık basın metni

"GEZEGENİMİZ ALARM VERİYOR, KÜRESEL ISINMAYI DURDURUN"

12 Aralık eyleminde, Korhan Özyıldız ve Çağatay Kadı tarafından okunan basın metnimiz

Değerli basın emekçileri, değerli dostlar,
İklim değişimine karşı mücadelede kritik bir aşamadayız. Gezegenin sağlığıyla oynayan küresel kapitalizm, tümüyle çıldırmış durumda. Bu sevimli bir çılgınlık hali değil, ölümcül, öfkelendiren hastalıklı hale gelmiş bir sistemle karşı karşıyayız.
Gerçekten de bu hastalığı yenmek zorundayız, yoksa hastalık tüm canlı yaşamına ağır bir darbe vurmaya hazırlanıyor.
Kopenhag'da hükümetlerarası iklim zirvesi başladı. Kyoto Protokolü sonrasında iklim değişimine karşı küresel bir çerçeve metninde, fosil yakıt salımlarının belirli oranlarda düşürülmesi zemininde anlaşma sağlanıp sağlanamayacğı bu zirvede belli olacak.
Öncelikle öfkemizi ve neden öfkeli olduğumuzu sizinle paylaşmak istiyoruz.
Öfkeliyiz çünkü,
Altı gündür, 190 dan fazla hükümet yetkilisi, 15.000’den fazla delege sadece pazarlık yapıyorlar.

Devamını oku: 12 Aralık basın metni

“Gerestêrka me ne ya firotanê ye.”

Gerestêrka me ne ya firotanê ye

Ji bo xelaskirina îro û pêşerojê

Li dijî  guherîna îqlimê werin têkoşînê!

Sala 2009’an di têkoşîna li dijî  guherîna avhewayê ( îqlim) de dê wekî dîroka herî girîng bê bibîranîn. Êdî gotina, defa hewarê lê dikeve, têrê nake. Êdî em her roj her saniye bi xetereyê re dijîn, tevahiya gerestêrkê bi  karesatê re rû bi rû ye.

An em ê guherîna avhewayê rawestînin an jî ev jiyana ku em dizanin dê bi dawî bibe. Bi tenê ne ji bo mirovahiyê, her wiha dê hemû çawaniya jiyana giyaneweran biguhere û dê koka candaran biqele.

Şewba nexweşînên nû, ne pirsgirêka pêşerojê lê belê pirsgiraka îroyîn e.

Golên ku ziwa dibin, daketina birhên binê çeman ne pirsgirêka pêşerojê, lê belê pirsgirêka îroyîn e.

Devamını oku: “Gerestêrka me ne ya firotanê ye.”

Our planet sounds the alarm

Dear Members of the Press, dear Friends;

We are angry,
It has been six full days since the climate summit – for which we have been waiting and whose organization has taken a long time - about the future of the existence of life has started.

We are angry,
That during these six days, more than 100 governmental officials, more than 15,000 representatives are bargaining and nothing more;

We are angry,
Because the allegedly most advanced democracies of the world, are taking decisions regarding our lives behind closed doors.

We are angry,
Because the financial fund that has been allocated by the developed countries in remuneration for their historical responsibilities would not be enough “even to buy us coffins”.

Devamını oku: Our planet sounds the alarm

KÜRESEL ISINMAYI DURDURUN 12i

KÜRESEL ISINMAYI DURDURUN; HEMEN, ŞİMDİ HAREKETE GEÇİN 

Gezegenimiz ve tüm canlı yaşam büyük bir krizle karşı karşıya. 200 yıldır fosil yakıtlardan (petrol, kömür ve doğalgaz)  enerji sağlayan kapitalist sistem hepimizin geleceğini tehdit ediyor. Petrol, kömür, doğalgaz, otomotiv, silah şirketleri ve onların sözcülüğünü yapan hükümetler, liderler tüm uyarıları duymazdan geliyorlar. Bilim insanları uyarıyor, gezegenimiz alarm veriyor; tayfunlar, seller, orman yangınları artıyor, buzullar hızla eriyor, kuraklık, salgın hastalıklar yaygınlaşıyor. Bunların hiçbiri doğal değil.

Bu felaketleri durdurmak için hâlâ vaktimiz var. Ama zamanımız gittikçe azalıyor. Hızla gezegenimizin sıcaklığını arttıran, iklim değişikliğine neden olan gazların salım düzeylerinin düşürülmesi gerekiyor. Binlerce bilim insanı atmosferdeki karbondioksit oranının 350 ppm’e indirilmesi gerektiğini söylüyor. Atmosferdeki karbondioksitin insanlığın ve milyonlarca yıldır var olan birçok canlı türünün hayatta kalmasını sağlayacak güvenli seviyesi budur.
Bizler, iklim değişikliğini durdurmak için atmosferdeki karbondioksit oranını 350 ppm’e indirmeyi hedefleyen (kabul eden) uluslararası bir sözleşmeyi talep ediyoruz. Bu sözleşmenin şirketlerin çıkarlarını değil, insanlığın ve gezegenin çıkarlarını savunması gerektiğini,Karbon ticaretine izin vermeyin. Küresel ısınmanın durdurulması için teknolojiyi, mali kaynakları ve temiz enerji kaynaklarını pazarlık konusu yapmadan ülkelerarası kullanıma açılmasını talep ediyoruz.

 Hükümetten taleplerimiz:

1- Adil, eşitlikçi, yükümlülükleri olan ve atmosferdeki karbondioksit oranını 350 ppm’e indirmeyi hedefleyen uluslararası sözleşmenin oluşturulmasında aktif rol alın.

2- Türkiye’nin 2020’ye kadar kişi başı emisyon seviyesini en fazla 6,5 tonda sabit tutma  hedefini benimseyin.

3- Yenilenebilir enerji kullanımı, enerji verimliliği ve enerji tasarrufu sağlayıcı radikal bir program oluşturulması için politik irade gösterin, gerekli yasal ve idari düzenlemeleri yapın, tüm bunları piyasa koşulları içinde değil, sosyal devletin yapması gerekenler olarak, kamu yararı gözeterek yapın.

4- Derhal lisans almış olan veya lisans bekleyen bütün (47) kömürlü termik santralların yapımından vazgeçin.

5- Hala işletilmekte olan kömürlü termik santralları çalışanlara yeni iş garantisi sağlayarak kapatın.

6- Fosil yakıtlara dayalı enerji politikanızı değiştirin. Rüzgar, güneş, dalga ve jeotermal enerji kaynaklarından enerji elde edilmesi için seferberlik ilan edin. Şirketlerin karlı yatırımlar yapmasını beklemeden, kamu kaynakları ile yenilenebilir enerjilere yatırım yapın.

7- Ulaşım politikalarında radikal değişiklikler yapın. Otomobillerin kullanımına herkese eşit olarak uygulanacak sınırlamalar getirin. Herkesin daha fazla kullanabileceği, yaygın, ucuz, konforlu, dakik raylı toplu taşımacılığı, bisiklet kullanımına uygun altyapıyı yaygınlaştırın. İstanbul Boğazı’na 3. köprü yapma girişiminden vazgeçin.

8- Yatılım yapılabilecek tüm binalarda enerji tasarrufunu arttıracak izolasyonların yapılması için mali kaynak ayırın.

9- Sizlerin medeniyet, zenginlik diye gördüğünüz ama her biri enerji canavarı olan çok katlı iş merkezleri, büyük alışveriş merkezleri ve konutlar yerine enerji tasarruflu, iklim koşullarına uygun az katlı mimari özelliklere sahip binalar inşa edin.

10- Şehirlerarası taşımacılık ve ulaşım için demiryolunu başlıca araç olarak belirleyin, gerekli altyapıyı kurun.

11- Tüm bina, reklam panoları ışıklandırmalarını yasaklayın. Bütün bina içi aydınlatmalarının enerji tasarruflu ampullerle yapılabilmesi için ücretsiz dağıtım yapın, herkesin kullanmasını sağlayın, bunun için kaynak ayırın.

12- Küresel ısınmaya çözüm olarak sunduğunuz ama aslında hiç de temiz enerji kaynakları olmayan büyük barajların yapımından, ölümcül tehlikeler barındıran nükleer santral kurma sevdanızdan vazgeçin.

350 için 181 Ülke, 5200 EYLEM

Galata Kulesi Basın Açıklaması
Değerli Arkadaşlar,

Tarihin yapıldığı anlarda oralarda olmak iyidir.

Hele bu sözünü ettiğimiz, tarih “sahnesi” ise,  onun ön sıralarında, hem seyirci, hem de bizzat oyuncu olarak yer almak hayli heyecan verici! Hem oyuncu, hem de seyirci olarak büyük birşeyin parçası olduğunu bilmek.

Devamını oku: 350 için 181 Ülke, 5200 EYLEM

Buradasınız: Anasayfa Kampanyalar İklim Değişikliğini Durdur
JA Travel

Kolektif olarak hareket edersek hükümetleri küresel ısınmayı durduracak tedbirleri almaya zorlayabiliriz ya da almayanların yerine alacak olanları getirebiliriz. Şimdi daha çok çalışma, daha çok sokakta olma, daha çok aktivizm zamanı.