Makaleler - İklim Değişikliği
Küresel Isınmayı Ele Alma Stratejileri
Jim Hansen
Bana göre, küresel ısınma sorununu, geri döndürülemez ve yıkıcı iklim değişikliğini garanti edecek kritik eşikleri geçmeden önce çözmek hâlâ olanaklı; ancak, güçlü eylemlere gereksinim var. Bu eylemlerin yararlı bir ekonomik uyaran sağlamak, halk sağlığını iyileştirmek ve enerji bağımsızlığı ile ulusal güvenliği artırmak gibi birden fazla faydası olacaktır.
Sorunun çözümüne yönelik stratejik seçeneklerin değerlendirilmesi jeofizik zorlamaların ve bunların etkilerinin bilinmesini gerektirmektedir. Jeofizik gerçekler genel eylem rotasını adeta dikte etmektedir. Neyse ki, gerekli rotanın teknik olarak olanaklı olduğu ve bunun hem kalkınmış hem de kalkınmakta olan ülkelerdeki halklara çok büyük faydaları olacağı açıktır.
- Kategori: İklim Değişikliği
- Çarşamba, 25 Kasım 2009 20:58 tarihinde oluşturuldu
VATANDAŞI UYARMAYIN, ASIL SİZ UYANIN
8 Eylül 2009, Marmara Bölgesi’nde etkili olan sel felaketinin görüntüleri bütün televizyon kanallarında. Yıkılan evler, ağaçlar, sularda kilometrelerce sürüklenen arabalar,
- Kategori: İklim Değişikliği
- Salı, 08 Eylül 2009 22:39 tarihinde oluşturuldu
İklim Değişikliğinde Dönüm Noktası Yakın
İklim Değişikliğinde Dönüm Noktası Yakın
Ümit Şahin
25/08/2009
2009… İklim değişikliğiyle ilgilenenler birkaç sene sonra 2009 yılını dönüm noktası olarak adlandıracaklar. Bunun birkaç nedeni var. Birincisi elbette Kyoto’nun yerini alacak yeni uluslararası iklim sözleşmesinin bu yılın sonunda Kopenhag’da tartışılacak olması.
- Kategori: İklim Değişikliği
- Cumartesi, 29 Ağustos 2009 21:48 tarihinde oluşturuldu
1 Milyar insan aç
Dünya 1 milyar insanı doyuramaz mı?
Kapitalizmin krizi 100 milyon insanı daha aç bıraktı. Geçen yıla göre, açların sayısı yüzde 10,5 artarak 1 milyara yükseldi. Dünyadaki her altı kişiden birisinin karnı doymuyor.
Birleşmiş Milletler (BM) krizin getirdiği ağır sonuçları ortaya koydu. BM Gıda ve Tarım Teşkilatı (FAO) tarafından yapılan açıklamada geçen yılın Eylül ayında patlak veren kriz küresel ölçekte 100 milyon insanın daha aç yaşamasına neden oldu. BM kıstaslarına göre bir insanın aç olarak yaşaması için günde 1800 kalorinin altında beslenmesi gerekiyor.
- Kategori: İklim Değişikliği
- Salı, 28 Temmuz 2009 11:39 tarihinde oluşturuldu
Türler yok oluyor
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte insanların doğaya verdiği zararın boyutu tanımlanamayacak boyutlara ulaştı. Öyle ki, tekerleğin bulunmasından otomobilin yapımına kadar geçen yaklaşık 10 bin yıllık süreç boyunca bile bu kadar zarar görmemişti doğa. İlk 500 milyon yıllık yaşamında insan nüfusu 1 milyara ancak ulaşmışken (1850'ler), şu anki nüfus 6 milyarın üzerinde.
Hızla artan dünya nüfusunu besleyebilmek için tarıma ağırlık verilmesi ve barınma için yeni yerleşim alanlarının açılması ile birlikte dünyadaki diğer türlerin doğal yaşam alanları hızla işgal edildi. Daha fazla tarım alanları açmak için ormanlar talan edildi, çölleşme arttı. Avcılık, hayvanlardan ürün elde edilebilmesi ve bunların ticareti birçok hayvan neslinin tükenmesine yol açtı ya da tükenme noktasına getirdi. Sanayi devriminden bu yana atmosferdeki CO2 oranı hızla arttı.
- Kategori: İklim Değişikliği
- Salı, 28 Temmuz 2009 08:45 tarihinde oluşturuldu
Dünya salgınlarla boğuşuyor
Koruyucu sağlık hizmetlerinin kaldırılması ölümleri tetikliyor.
Geçtiğimiz ay Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) domuz gribinin hızla yayılması sonucu küresel salgın ilan etmişti. Hastalığa sebep olan H1N1 virüsünün bölgeden bölgeye sıçraması ve insanlar arasında hızla yayılmasıyla DSÖ 41 yıl aradan sonra böyle bir önlem almış oldu.
Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Margaret Chan, hastalığa neden olan H1N1 virüsünün şu ana kadar 100 ülkede saptandığını da açıkladı. Türkiye'deki vakaların artışı gözlerden kaçmıyor.
- Kategori: İklim Değişikliği
- Salı, 28 Temmuz 2009 07:37 tarihinde oluşturuldu
20 Yıl Sonra Küresel Isınma: Devrilme Noktalarına Az Kaldı
James Hansen
Bugün yaptığım sunum, 23 Haziran 1988’de Kongre’de küresel ısınmanın artık pupa yelken seyir halinde olduğu konusunda kamuoyuna alarm kampanasını çaldığım konuşmanın tam 20 yıl sonrasına denk geliyor. O günle bugün arasında çarpıcı benzerlikler mevcut, ama bir de büyük fark var.
Bu konu üzerinde çalışan bilim camiasının küresel ısınmadan anladığı şeyle kamuoyu ve siyasetçilerin bildikleri arasında gene derin bir uçurum oluşmuş durumda. Bugün de, tıpkı 20 yıl önce olduğu gibi, bilimsel verilerin dürüst bir değerlendirilmesi, siyasi toplumu şoke edecek sonuçlar getiriyor. Yirmi yıl önce olduğu gibi bugün de, sözkonusu sonuçların % 99’un üstünde bir kesinlik taşıdığını teyit edebilirim.
O günle bugün arasındaki fark şu ki, küresel ısınma saatli bombasını etkisiz hale getirmek için gerekli eylemlerin zaman çizelgesinde halatların tüm boşunu aldık. Yeni Başkan ve Kongre, önümüzdeki yıl artık bir rota çizmek zorundalar. ABD’nin, şu anki çok tehlikeli duruma ilişkin sorumluluğumuza denk düşen liderliği yerine getirip çizeceği rotadan bahsediyorum.
- Kategori: İklim Değişikliği
- Perşembe, 23 Temmuz 2009 23:12 tarihinde oluşturuldu
Devamını oku: 20 Yıl Sonra Küresel Isınma: Devrilme Noktalarına Az Kaldı
Kyoto Protokolü ve Türkiye
TBMM Çevre Komisyonu Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Haluk Özdalga, Kyoto'yu bir an önce onaylamakla Türkiye'nin kaybedeceği bir şey olmadığını belirterek, ''O nedenle daha fazla beklemeden, hemen önümüzdeki Nisan veya en geç mayıs ayında Kyoto Protokolü'nü onaylanmak üzere TBMM'ye sevk edilmesini temenni ederim'' dedi.
TBMM Çevre Komisyonu Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Haluk Özdalga, Kyoto'yu bir an önce onaylamakla Türkiye'nin kaybedeceği bir şey olmadığını belirterek, ''O nedenle daha fazla beklemeden, hemen önümüzdeki Nisan veya en geç mayıs ayında Kyoto Protokolü'nü onaylanmak üzere TBMM'ye sevk edilmesini temenni ederim'' dedi. Haluk Özdalga, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadelede en önemli uluslararası anlaşma olan Kyoto Protokolü'nü hala onaylamamış az sayıdaki ülkeden biri olduğunu anımsattı.
Türkiye'nin de artık Kyoto Protokolü'nü imzalaması gerektiğini vurgulayan Özdalga, ''Üstelik, bunu hızlı bir şekilde yapmalıyız. Çünkü, Kyoto'dan sonra ve 2012 sonrası için yürürlüğe girecek yeni düzenlemelere ilişkin uluslararası müzakerelere Türkiye bir an önce taraf olarak aktif bir şekilde katılmalı'' diye konuştu. Protokolün hızla değişen uluslararası koşullar nedeniyle de bir an önce imzalanması gerektiğine dikkati çeken Özdalga, şöyle devam etti: ''Geçtiğimiz sonbaharda iş başına gelen yeni Avustralya Hükümeti'nin Kyoto'ya katılma kararı almasıyla, büyük ülkelerden şimdi sadece ABD
dışarıda kalmış görünüyor.
- Kategori: İklim Değişikliği
- Perşembe, 23 Temmuz 2009 23:09 tarihinde oluşturuldu