20 Eylül İklim adaleti yürüşü sırasında yaptığımız basın açıklamasının sonunu "Sesi olmayan tüm canlılar adına da konuşarak, iklim değişiminin, yıkıcı enerji politikalarının sorumlusu olan tüm hükümetlere sesleniyoruz, siz bize değil biz size liderlik ediyoruz. İklim krizini çözeceğiz.
Kararlıyız! Kazanmak zorundayız ve kazanacağız!
Bu daha başlangıç!" diye bitirmiştik. Evet, kararlıyız. 2015'te karbon salımlarını radikal bir şekilde düşürecek, adil, yükümlülükleri olan, iklim felaketlerinden etkilenen yoksul ve gelişmekte olan ülkelere koşulsuz finans ve teknolojik yardımları içeren bir uluslararası sözleşme oluşturulmasını sağlayacağız. Doğanın ve insanın kârdan önce geldiği başka bir dünya mümkün ve bunu mücadelemizle kazanacağız.
Basın açıklaması metni:
Hepiniz hoş geldiniz arkadaşlar,
Bugün, konuşamayan, protesto gösterileri örgütleyemeyen, slogan atamayan, taleplerini, acılarını, sıkıntılarını haykıramayan tüm canlılar için yürüdük.
Gezegenimizin ekosistemi için, alarm veren bildiğimiz yaşamın içine düşürüldüğü tehlikeye dikkat çekmek için yürüdük.
Bugün, kendimiz için, sevdiklerimiz için, dünümüzü, bugünümüzü ve geleceğimizi savunmak için yürüdük.
Bugün, tüm dünyada halkların iklim yürüyüşünün bir parçası olmak için, “iklimi değil sistemi değiştir” demek için yürüdük.
Yaşamlarımızı doğrudan tehdit eden iklim değişimini gelip geçici bir sapma olarak gören, iklim değişiminin gerçekleşmekte olduğunu hala reddeden, iklim değişiminin etkilerini hala küçümsemeye çalışıp gerekli adımları atmayanlara karşı, tüm dünyada isyan edenlerle beraber, iklim adaleti çağrımızı haykırmak için buradayız.
Ve bu daha başlangıç.
Bu hafta sonu tüm dünyada 160 ülkede, 3000 ayrı şehirde, ilçede, noktada, aynı anda dev bir protesto dalgası örgütledik. Amerika’da protestoları örgütleyen kardeşlerimizin söylediği gibi, bu bir ölüm kalım meselesi
İklim değişimini hiç kimsenin küçümsemesine izin veremeyiz.
Bu mücadele küçümseme eğilimine, iklim değişiminin nedenlerini gizleyen, sonuçlarını ise önemsizleştirenlere karşı dünya çapında ilan ettiğimiz bir iklim adaleti talebidir.
Son iki yıldır hem dünya hem Türkiye kuraklıkla kavrulmuşken, daha önceleri %15 olan megakuraklık ihtimali iklim değişimi nedeniyle %50’ye çıkmışken, küresel ısınmanın küçümsenmesine izin veremeyiz.
Bugün burada, iklim değişikliğinin baş sorumlusu fosil yakıt şirketlerine ve yıllardır iklim değişikliğini durdurmak için adım atmayan siyasetçilere böyle bir izinleri olmadığını haykırmak için buluştuk.
Birleşmiş Milletler, 23 Eylül’de dünya liderlerini, başbakanları ve devlet başkanlarını iklim krizini konuşmak için bir toplantıya çağırdı. Ancak, Birleşmiş Milletler 20 senedir iklim zirveleri düzenliyor. 20 yılda iklim değişikliğine sebep olan karbondioksit oranları sürekli arttı. Artan sıcaklıklar ve bununla bağlantılı felaketler, kadınları, gençleri, işçileri, yoksulları, ağaçları ve tüm diğer canlıları tehdit ediyor. Her yıl seller, kuraklık, açlık ve iklim kaynaklı savaşlar yüzbinlerce kişinin ölümüne ve yerinden olmasına yol açıyor. Petrol şirketleri, kömür şirketleri, nükleer şirketleri ve HES’ler ise kâr etmek için hayatın doğal akışını imha etmekten imtina etmemeye devam ediyor.
Şimdi Birleşmiş Milletlerin çağrısıyla siyasetçiler iklim krizini konuşmak için tekrar toplanıyor. İklim değişiminin, eğer engellenmezse, 2030 yılında 250 bin kişinin ölümüne yol açabileceği, milyonları yerinden yurdundan edeceği uyarısı ortada. Biz de tüm dünyada sesini iklim adaleti için yükselten milyonlara ekleniyoruz ve siyasetçilere sesleniyoruz: Laf zamanı çoktan geçti. Zaman eylem zamanı!
Milyonlarca insanın hayatı, gezegeni birlikte var ettiğimiz türlerin on binlercesinin; çılgın, canlı yaşamı gerçekten umurunuzdaysa, sadece ve sadece kâr hırsını merkezine alan enerji politikalarının yerine toplum temelli, doğa dostu enerjiler merkezli yeni bir sisteme geçiş için adım atın.
Çünkü şirketlerin, bir avuç sermaye sahibinin umurunda olmayabilir ama dünya nüfusunun, milyarlarca insanın umurunda. Bizim umurumuzda.
Bu yüzden tüm dünyada binlerce yerde, “Onlar bir avuç, biz milyarlarız” diyerek sokağa çıktık bu hafta sonu.
Değerli arkadaşlar,
Bir yandan da telaşlıyız. Sonu gelmez kâr hırsı, şaşırtıcı ve doğanın fıtratında var sandığımız doğa olaylarına neden oluyor. İşte Kasımpaşa’da yaz aylarında ortaya çıkan hortum. Bir yanda su sıkıntısı yaratan kuraklıkla boğuşurken aynı anda sel baskınlarına neden olan aşırı yağışlar. Hollywood bilimkurgu filmlerinde karşılaştığımız fantastik sahneler değil bunlar. Hindistan’da, Bosna’da, Şırnak’ta, İstanbul’da, ABD’de bir anda yüzleşmek zorunda kaldığımız ve milyonlarca insanın hayatını darmadağın eden, binlerce insanın ise hayatını kaybetmesine neden olan olaylar ve bu olaylar iklim değişiminden kaynaklanıyor.
Biz diyoruz ki, iklim değişimini durdurabiliriz. Durdurmak zorundayız. Çelişki çok açık: ya bir avuç şirket dünyayı, bildiğimiz yaşamı yok edecek ya da bizler, dünya halklarının iklim yürüyüşüne katılan milyonlarca insan, bugünümüzü ve geleceğimizi korumak için sistemi değiştireceğiz.
Enerji politikalarını değiştireceğiz.
Vurdumduymazlığı, her bir facianın “o işin fıtratında var” diyerek aklanmasını kabul etmeyeceğiz.
İklimi değiştirenlere karşı, sistemi değiştireceğiz.
Sesi olmayan tüm canlılar adına da konuşarak, iklim değişiminin, yıkıcı enerji politikalarının sorumlusu olan tüm hükümetlere sesleniyoruz, siz bize değil biz size liderlik ediyoruz. İklim krizini çözeceğiz
Kararlıyız! Kazanmak zorundayız ve kazanacağız!
Bu daha başlangıç!
Küresel Eylem Grubu, 350.org
Açık Radyo, Su Hakkı Kampanyası, Velotopya, Yeşil Düşünce Derneği, Yeryüzü Derneği, Helsinki Yurttaşlar Derneği, Fikir Sahibi Damaklar, Kadıköy Bilim Kültür ve Sanat Dostları Derneği (KADOS), Kafkasya Forumu, Caferağa Dayanışması, Antikapitalist-Öğrenciler, Doğal Yaşamı Koruma Vakfı (DAYKO), Gola Kültür Sanat Ekoloji Derneği, Antikapitalist Çalışanlar, Greenpeace Akdeniz, Hayata Destek Derneği,Yeşilist, WWF, Yeldeğirmeni Dayanışması, Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA), EUROSOLAR/Türkiye, Çevre Hukuku Derneği, Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu, Sinop Nükleer Karşıtı Platform, Yeşil Gazete, Doğa Derneği, Sürdürülebilir Yaşam Kolektifi, ÇEKÜL Vakfı, Kuzey Ormanları Savunması, Marksist.org, Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV), Küresel Çevre Derneği, Genç Yeşiller, Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği